Yalnızım ben yeryüzünde, yalnızlığım kadar çoğalıyor.Yol alıyorum özleme, çorak geçmiş gençliğim.Bir soluk alıp yüzümü döndüm gökyüzüne, bulutları gördüm.Köpürmüş geliyor, içecek suyum yoktu.Yağmur yağacak diye sevindim.Kendi iç dünyamda dipsiz bir kuyu gibi derindim.Yalnızlığımın yaşı yok, ömrü uzun hemde çok.Elden gelmiyor birşey, kuş uçmuyor, kervan geçmiyor bu yerden.bilmem kim ne anlar benim bu halimden.Dağ başında köhne bir davet sığmıyor içime.Bir yerlere buyurmak, sığınmak yolumda yok biliyorum.Yolsuzum, yüreğimin kökünde bir koparılmışlık var.Dalıp gittiğim uzaklar var.Gözlerim içini dökmek istiyor.Kendi özümden yağsa yağmur, karışsam kendime, karışmasa bana.Özlemin iz düşümü, dönmesem salkım söğüte.Bu kış bahara ermeli.Yalnızlığım azıyor, damla damla birikmiş, derya olmuş, taşıyor.Kimsesizliğim felaketten hallice, üstüme yürümüyor, resmen koşuyor yalnızlık.Gökyüzünde yalnız bir bulut gibi süzülen bir ruhun içinde ben yerle birim.Yalnızlığın yağmuruna yakalanmış, yine de kurak, çorak.Müessir keşmekeşliğimle deli bir sevda yükü yüklenmişim sanki.Mutluluğum, huzurum uzakların özleminde.
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta