Bu gece ayrılıyorum adına Ankara dediğim küçük mapushanemden. Ayrılıyorum o deli dolu yaşadığım ve kaldırımlarını kimi zaman kahkahalrımla kimi zaman ise gözyaşlarımla süslediğim caddelerinden. Bu gece son defa izliyorum penceremden yıldızları, ağaçları ve son kez soluyorum 'bir başkadır' dediğim soğuk havasını...
Bu gece ayrılıyorum belkide hiç yerim olmayan pamuk kalbinden ve 'fon-dip' yaptığın saatlik aşkından. Belkide aşk bile olmayan aşkından.
Bu gece hiçbir zaman ilk olmayan, herzaman son olduğum sonlardan yeni bir hayat umudu ile ayrılıyorum.
Hiç bir ayrılık bu kadar zor, hiç bir ayrılık böylesine hüküm vurmadı yüreğime. Yüreğim yüreğine müebbetken bile isyan etmedi özgürsüzlüğüne. Çünkü asıl özgürlük senin yüreğinde müebbetine yaşamak, asıl mutluluk senin gözlerine bir iki dakika bakabilmekti. Artık hiç olmadığın kadar uzaktasın, kartanesi gibi eriyen yüreğime.
Varlığınla içimi doldururken, yokluğunla boğuyorsun. Şimdi varlığın yokluğuna eşdeğer ve gözlerim gece. Güneşin sıcaklığına bile gebeyim artık.
Herkes bana yıldızların güzelliğini görmediğimi söylüyor. Görmüyorum; çünkü gözlerimi sabahın ilk ışıklarında sevmeyi unutan gönlüne, gönlümle müebbet verdim ve hayatım tik tak adımlarla ilerlerken, ben gözlerimi seninle bir otobüs durağında yitirdim...
Kayıt Tarihi : 12.4.2006 17:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)