Geçenlerde komşumuz Fatma Nine bana içini döktü:
'Bacaklam pek sızleyo emme (ama) , kimsenin umuru değil. Çocukla “Ana derdin ne? ” demeyolla. Gelinler desen, hiç uralı değil. Oğlanlamdan ne gün gödüm kü, gelinleden ne gün görecen! Unna(onlar) el gızı. El ele acır mı? Gelinle de, el işte. Hem de en gatısından. Yüreklende merhemet yok merhemet. Kendi ilâcımı kendim ediyon....
” Çiğ balık vur bacaklana, iyi geli” dedi gonşula(komşular) . Bazar günü balıkcıla geliyo ye,gittim topal bacağımnan, balıkcıdan iki balık âdım. Hem de en bahallısından. Bahallısı belki ta şufalıdır deye. Çiğ balığı iki dizime sardım. Üç gün hiç çıkarmadım. Yimeye bulabildiğim yok balığı emme(ama) , nepacan? İlâç uçun. Tek, iyileşin deye. Hiç faydası omadı gı(kız) . Bileydim ziyan etmezdim bayrı (bari) balıkları. Zeytin yağında gızardır yirdim amcanıznan(eşimle) . Balıklara vediğim paraya pek ganım yandı(içim yandı) . Hiç omadı, amcanızın hizmetini yapacak gada(kadar) iyileşeydim, razı olacadım.
Bizim kedi desen, hiç arkamdan ayrılmaz odu. Peşim sıra geziyo. Meğerse bacağıma sardığım balıkları yicemiş. He şu başıma gelen(Bak sen şu olan işe) ! Ben yidim de sankı, kedi gusur gadı. Hani delle(derler) ye, “Keçi can derdinde, gasap et derdinde,” deye; Unun gibi. Namkör hayvan! Hayvan bile sağmayacağı ineğe ot vemeyo. Bizden örendi besbelli. Kedinin gücü bile bana yetiyo vesselâm.
Amcanız(eşim) da bana “Yanıma yanaşma, pek çikin gokuyon” deyo. Yidiği naneye bak şunun. Genciken(gençken) hiç öne demeyodu. Yaşım yetmiş odu ye, ettiyar görüyo beni. Gurtla ettiyallayınca köpeklen masgarası olurmuş. Ah,ah! Şu dünyada ye gözel olacan, ye zengin. Yerimiz gapı arkası bu yaşdan sona. Ne gocadan fayda va, ne çocukladan. Eğer bi ta(bir daha) dünyaya gelisem, ibretalim uçun(için) erkek olacayın. Bi de ben sefa sürün. Dünyanın dadını bi de ben çıkarım anasını satın.
Sen de biliyon ya (ya) , bu sene pek gış(kar) yağdı. Çatır çatır ayaz odu. Odun modun yetecek gibi del. Gazandığımızı oduna, kömüre yatırdık. Her gün iki eşek yükü odun yakdık. Soğukdan gafa göz çıkaramadık. Zoba yakmayınan geçdi gış. Gışın soğuk oduğu gada(kadar) , yazın ıccak(sıcak) osa bayrı. Hiç omadı acık ısınırız. Bu gış pek donduk amcanıznan. Ev desen leylek çadırı gibi. Acık sert bassan yıkılıverecek. Dizemelen(duvarı oluşturan ağaç) arası bi parmak aralık. Unun uçun ev ısınmeyo. Zobanın yanında yanıyon, az öteye gittin mi donuyon. Camladan örüzger (rüzgâr) üfürüp duru. Gece bi yorgan, iki batdaniyenin altında ısınameyoz. Titre bakam titre. Geçen aşam bi batdaniye ta örtüyodum, amcanız gızdı. “Debildeyemeyon(kımıldayamıyorum) atık (artık) batdaniyelen altında, gurşun gibi ağır odu,” dedi.
Evi tamir de edemeyoz. Goruma varımış, u ne demekse! Üflesen devrilecek olan evi goruyup da n’olacak? Öne Angara’ladan gelip, evlen resmini çekmeynen ev mi gorunur? Mudurnu evleni goruyun deken, soğuk evlede isanla gışın donup ölecek, kimsenin habarı yok. Evleri düşüneceğinize, önce bizi düşünün. Bi ev gada(kadar) gıymatımız yok besbelli.'
- Devamı var. -
Kâmuran EsenKayıt Tarihi : 11.5.2004 21:40:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
heş isannaa düşünen yok neyeyse
isan gıymatı bilinmeyo ay gardış
evi genşlikde ordan burdan etdik eyledik
evi yapan göçüyo aldıran yok
ev göşmesin deye dova eden yok
mıh çakdırmazlarımız gııı
keyası .ok yedisimin cavırın eni(ğ)i
harrika bacı
Umarım ders çıkaracak birilerine ulaşır Fatma ninenin çığlığı.
Yüreğine sağlık dost..
Saygılarımla İ.Yıldızkan
Güzel gözlemler..Mudurnu'yu görmek bir başka tabi.Doğallığıyla.tarihiyle.tüm güzellikleri bakir bir kasaba...Günümüzde böyle kasabalar çok az..
Sevgiler...
TÜM YORUMLAR (5)