Hüzünleri sil yüreğim. Şen kahkahalarla süsle hayatı. Kedere yer yok artık. Güzellikler kuşatsın dörtbir yanını. Yetmedimi kavgan. Yetmedimi özlemlerin ve içinden çıkılmaz sevdan. Her günün doğum günün olsun. Yeniden yeniden doğ hayata. Birtek sevgi olsun çiçeğin. Nefesin ruhun bahar olsun. Acele etme sakın. Kötü kelimeleri çıkar sözlüğünden. Bundan sonra senin adın mucizem olsun...
O doğduğunda bile adam gibi adamdı
Herkes karşısında çekinir,
Gözlerinden korkarlardı
Çünki çok sert bakardı
Kocaman yüreği olan kocaman bir adamdı...
....
Şimdi çocuk olmak vardı İstanbul'da. Tek derdi kaybettiği sevdiği yada benliği değil, misketleri olmalıydı... Kanayan yüreği değil dizleri acı vermeliydi. Ne geciken faturalar nede eve ekmek götürme telaşı, tek koşturması topu olmalıydı. O masum gülücükler yerleşmeliydi minicik yüzüne. Saçlarına sevginin eli değimeliydi. Yılların kahpeliği değil. Dedimya şimdi çocuk olamak vardı İstanbul'da. Kalbindeki çocuğa iyi bak emi...
Aklım firar etti ruhumun derinliklerine. Gel, bul bulabilirsen. O sonsuz benliğimde kayboldu düşüncelerim hislerim.Cesaretin varsa hadi gel sende kaybol bende. Öyle derinlerdeyimki tüm renkler saklanmış en diplere. Benim aradığım renk beyaz, en koyusu siyahta buldum beyazımı taa dipte. Ben kimsenin ulaşamadığı noktada beyazımı, kendimi, seni buldum.
Harfler dizilmiş karşıma
Sihirliymiş üstelik
Hepsi emre amade
Söylesem mi diyorum bir bir
İçimden geçenleri
Bir yol bulup
Öyle anlamsızım ki...
Hadi bana yeniden gülmeyi öğret.
Öğret umut etmeyi ve sevmeyi.
İnandır beni iyilerin olduğuna,
Yeniden güldür.
Mesela ilk gün ki gibi,
İstanbul gibiyim
biraz kalabalık
biraz yalnız,
görmek istediğin gibiyim aslında,
eğlenceli, neşeli
umarsız.
sahte sevdayım ben
kanma gülüşüme
aldanma naz eden namelerime
gözyaşım bile sahte.
yürek cırpınışım
sevdalı bakışım yanıltır seni
Bazen gitmen gerek gitmesini bilmen gerek. Ardında kalanları soluklandırmak için arkana bakmadan uzaklaşırken hıçkıra hıçkıra gülerek gitmen gerek. Belki de tek tesellin senden sonra yaşanacak huzurun geleceğine dair ümidin olmasıdır. Söylenmemiş sözleri koyup gönül bohçana usulca ELVEDA deyip koşar adımlarla uzaklaştıkça kahrından öle öle gitmesini bilmelisin. En şaşalı acıları ruhuna katıp yaşanmamış hayallerine sımsıkı sarılarak yalnızlığına gitme vakit geldi. Belki bir daha kumrular ötmeyecek, kelebekleri görmenin hazzını yaşamayacaksın, denizin hışırtısını duyamamamın acısı saracak tüm benliğini. En kötüsü de gözlerini göremeyecek bu gözler, bir daha o güzel sesini işitemeyecek bu ten ve sıcaklığını hissedemeyecek bu ruh bu beden. Sensizliğin kurşununu sıktım yüreğimin tam ortasına son defa bak gözlerime son defa seni seviyorum da öleyim. Ben artık yalın ayak düşlerle gitmeliyim kendime haram ettiğim sevdanın aleviyle donarak can vermeliyim. Affet beni sevdiğim seni gidecek kadar çok sevdiğim için affet. Seni sana emanet ederek gidiyorum kutsalıma iyi bak. Elveda canını canım bildiğim canım sevdiğim elveda.
Edasından geçilmez kaşı gözü boyalı
Kürkün giymiş sırtına yürüyor kırıtarak
Manken sanır kendini eti budu mayalı
Çirkin takmış koluna gülüyor sırıtarak
Pişmiş yemek koyamaz tabağa tencereden
ÇOCUK OLMAK ÇOGU İNSANIN AHLAR VAHLARINDA VARDIR..COCUK HER YARDE OLMAK VARDI OLDUKLARI YERDE YETERKİ GELECEKLERİ ÇALINMAMIŞ OLSAYDI