MUCİZE
Gecenin ıslak sesi penceremde çınlar
Tüneğinde efsunkâr bahar
Gel derim, yeter imdada, örter çatıyı
Kırılmış şafağın sabrı, gün doğuma kararlı
Söz yanar, tutuşur cümleler, yağar baştan aşağı…
Uykuda evler ve ben, mutun zirvesinde
Sesin perde perde iner, can kulak yürek...
Neler gördüm ömürce... Dalı eğik söğütler, dik kavak gölgeleri...
Yüzlerce tuzak sapak, kâr etmedi! Bildim ki, yolum sendin…
Kimi korktum kurt kapanından sahi,
Kimi kafa tuttum boranına kaderin!
Rüzgâra karşı dimdiktim lakin, kanadım tekti…
Ey benim gök kartalım! Ne var, ne yok zoru dünyanın,
Gücün yeter bildim... Bildim ve geldim...
Işık oyunu kurar, iki cam arası yağmur damlası
Çiçek tarhı ellerin!
Zemheriyi yaza çevirir çöl yanığı tenin ve ölümü dirime!
Ruh nefesinle erir, birlenir...
Ah o gözlerin! Güneşin ta kendisi...
Lisan yetmez ve dil lâl, ötesine, berisine
Sesin bana aşk merhemi, haine tokat
Gölgenin cüssesi korur bizi
Kül yutmaz bakışın, bilmezler!
Nihayet kim, kaçı kaçtı, bizi, yok sayma gafili
Laf anlamaz, art niyetlinin...
Huzur, rahat ancak kanadın altı...
Ey canım sevdiğim, ömrün mucizesi!
Şükürde dil, duada el... İyi ki geldin!
Çivi çiviyi söker ya hani,
Zifiri yendi
Mührü gözlerinin...
16.5.2008, Öznur KARAYUMAK
"GÜNLERDEN VUSLAT" Şiir kitabından
Kayıt Tarihi : 16.5.2008 21:46:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!