...
sancılıydı
henüz doğmadığı zamanlardı kırmızının
kedeistan şehrine yine
hazanın vurduğu saatlerdeyim
payandası kırılıyor süvari bulutların
seyir halinde şimşekle fırtına ..
bir kıyamet kavşağında
yeşil renk ihlali
öğrenmiştir tazeliğini hüznün
yetim bir çocuğun bakışlarından
devrildi lambalar
devrildi can'bahar
bu bir sarı ikazı
senden sonra hiç bu kadar
daralmamıştı yüreğim
eskidi bir gün daha
buruşturulmuş kağıt parçaları gibi
atıldılar geri dönüşüm kutusuna
geri dönüşü zordu günlerin
gitgide çoğalıyor harabeler
gitgide çoğalıyor gücenmiş mevsimlerin selâsını okuyan minareler
çek çek bitmiyor
ninemin tespihindeki inşirah/taneler
âmâ bakıyor gözleri mücellâ aynaların
toneri lekelendi gecerin
ayın dudaklarından kemirecekler
bilsen ne kadar da antolojîkti
geri geri yutkunduğumuz kelimeler
yüksek bir gerilim hattının
telinde canını çekişiyor zaman
kulakları iğfal ediyor
caddelerde eflatun çığlıklar
küfreden korna sesleri
göz yaşlarının kıyısına kadar inmiş
barakalarda yeni bir ecel mi bekliyor akbabalar
kambur bir esaretin çemberinde
özgürlük hasretiyle kuduran çapraz ulumalar
haylaz bir ateşe davet çıkarıyor dekolteli bakışlar
gölgemi kefenleyip beni bir mahşerin içine çekiyoar
inadına yıldızlar dökülüyor gecenin terkisinden
inadına yaşayorum
ama inadına her gün ölüyorum
nereye gömüldüğümü bilmeden
sakinliğini yitirmişti an
meydanların katı kalabalığındaydı ahvalimiz
bir tas şefkatin içinde susuyorduk
kimselere duyuramıyorduk kanımızda istiflenen hasreti
Ferhat'ın dağları gibi vuruldukça yaşlanıyor
vuruldukça ufalanıp ağlaşıyorduk
alabora oluyorduk hıçkırıklar girdabında
kapılırken sıtma geçiren dalgalara
mavi değildi
bu bir vurgun ikazı
alarm veren sirenlerin sesi sesimden dışarı duruyor
korkuyorduk ..
kombine kanamalarla ölüme davet çıkarıyordu
diz boyu recm taşları
jicret yorgunu bir adamın resmini çiziyordu
ağlayan duvarlara
parmak izlerinde gece devriyesi
kırık bir gün kaçağıydı sevda
hiç kurumadı iniltilerin seviyesi
zemin ıslak
nereden geliyor bu zehrin kokusu
Allah'ım!
soluk almanın rengi mi değişiyor yoksa
morla karışık her yer simsiyah bir tuval
senden sonra
hiç bu kadar kararmamıştı yüreğim
...
-boran
Ramazan BoranKayıt Tarihi : 5.4.2011 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
insanın yüreğinde kıyametler koparan yaşamın
acı getirileri
gidenin ardında kalmak ne zordur
ne zordur sessiz çığlıkların onulmaz yarası
onca kırgınlığa kırıklıklara rağmen
unutulamaması
ömre dağıtılıp dünden yarına taşınması
kederistanyasında da
en değerli hazinesi olarak saklaması tuz banıp o yaralara insanın
ve dahi içsel hesapların görülmesi
hiç kolay değil
en çok yaşayan bilir bir de farkındaysa yaşatan
Tebrik ve sevgilerimle Sayın Boran
Derinlemesine bir analizle şiirin çağrışımlarını ne güzel hissediyor ve yorumluyorsunuz ve satırlara dôküyorsunuz hep Yasemin hanım..
Çok çok teşekkür ederim.
Onur bahşettiniz , mutlu ettiniz..var olsun güzel yüreğiniz..
Saygı ve selamlar güzel ruhumuza..
Sevgiyle kalınız..
TÜM YORUMLAR (1)