Sanırım ben de genç olmuştum
O kadar uzakta ki kıyılar
Sisler yoğun, mesafe uzak
Ne bir kayık var dönüş için
Ne de haykırışlarımı kimse duyar
Hayal meyal hatırlıyorum
Taş duvarlı evlerin sıralandığı karlı sokaklar
En dik duruşlarla beklenilen direk altı
Gecenin gündüzün farksız olduğu yıllar
Ve sen Mübeccel
Nereden bulmuştu annen baban bu ismi
Anlamını bilmezdim
Hâlâ da bilmiyorum inanmazsın
Yıllar, bazı şeyleri olduğu gibi bırak diyor
Her gün uzaklaşıyorum meraktan
Varsın öyle kalsın diye haykıran gaipteki ses
Gözleri gibi karanlıklara saklansın dünler
Zaten faydası da yok dünü bu güne taşımanın
Ne sesim duyulur, ne sesin
Mesafe meçhûl
Bilinmezlik ölçülmüyor Mübeccel
Hani yolum düşse de o sokağa gitsem tekrar
Duruyorsa eğer pencerenin sarımtırak tahtalarına takılırım yine
Köşe başında bekleyen hayalime kavuşup
Bir kez gülümsemeni beklerim
Kapkara kirpiklerini yakalarım yine
Sırf gözlerine benziyor diye
Gece karasını saklardı yüreğim hatırlar mısın
Bazen kaçardı bakışların bakışlarımdan
Bazen inadına dikerdin en güzel ışıklarını gözlerime
İki kılıçtı çarpışan sanki
İsteğin ve nazın savaşıydı bu
Bir bahane bulur dönerdin sonunda
Her defasında ben galip gelirdim
Annen güzel değildi sen gibi
Ablanın burnu havadaydı zaten yere inmeyen
Çirkindi
Oysa sen, düşünüyorum da
Belki de sevdim diye güzeldin be Mübeccel
Sevdim diye güzeldin
Sesin gibi ahenk vardı adımlarında
Kalçaların ne de güzel oynardı yürürken
Ah! Mübeccel Ah!
Bilmezsin, bilemezsin
Nasıl gelmek istedim her şeyi bırakıp ardından
Kim icat etmişti taşınmayı başka şehirlere
Nasıl ağlamak istedim, nasıl
Erkekler ağlamaz demişlerdi ya
Utandım kendimden, ağlamadım
Hiç ağlamadım
Benden bir şeyler takılmıştı yüklenip giden eşyalarınızın ardına
Hiç dönüp baktın mı, gördün mü bilmem
Tekerleri patlasın kamyonun diye düşünmüştüm gözlerimde hüzün
Söylemedim sana, söyleyemedim
Evin önünde patlamalıydı, biraz daha kalmalıydın
Yine inadına bakmalıydın
Sonradan patlamış duydum ama neye yarar seni götürdükten sonra
Son bir defa gözlerine sarılamadıktan sonra
Gittikçe azalan yokluğunu gördüm her defasında
Beklentilerime sarılmış keşkelerle doluydu artık sokak
Her geçişimde alışkanlığım seni arıyordu
Bakışlarını arıyordu
Beni arıyordu sensiz sokaklarda kaybettiğim
Geceyi gündüzü tanımazdı ayaklarım
Hep genç, hep dinç
Senden sonra mı
Omuzlarımı göremedin Mübeccel
Bükük ve çaresiz boynumu nasıl zorla taşıyordu
Dünyamı durgunluk kaplamıştı sensizliğin üstüne
Güneş doğmuyor ya da batmıyordu artık
Dereler akmıyor
Kuşlar ötmüyordu
Umurumda değildi yaz, kış, bahar
Sensiz çok sevdiğim çay bile tatsızdı
Umuduma benziyordu senden sonra umutsuz yürüyüşüm
Yorgun
Daha çok geçmeye başlamıştım evin önünden
Senden bir kırıntı var mı diye kaç yıl bakmıştım pencerene
Esintin bile yoktu belki dediğim perdelerde
Birileri taşınmış
Onlara kızgınlığım hala geçmedi Mübeccel
Nerede sararmış tahtalı pencere görsem
Mübeccel bakar mı diye bakıyorum şimdi
Delikanlı değilim artık
Çok acı çekti, çok ayrılık gördü, çok ihanet yaşadı yüreğim
Gözyaşlarımla tanışalı çok oldu inan
Erkekler ağlamaz sözünü unuttum
Erkeğim amma
Ağlamıyorum dersem yalan şimdi
Acaba diyorum mutlu musun
Ben mutlu muyum
Biz olsaydık mutlu olur muyduk
Sonra kovuyorum elimin tersiyle soruları
İnsanı bunalımına götüren cevaplayamadıklarıdır bilirim
Sırf bu yüzden sevemedim
En güzel yemler takılı olta gibiler
Hep benim peşimdeler
Sen de düşünme Mübeccel
İnsan açmış bir goncadır derim hep
Tekrar gül olma şansı yok
İlk şafağı gördüğünde solma vakti başlar
Ömür dersen bir yıldır, sanma onlarca
Bir defa yaşanan dört mevsimden ötesi yok Mübeccel
Ötesi yok
Hissetmediğini söyleme
Hissettiğini de esirgeme
Hep dolu tarafını görmek gerek hayatın
Yapabilirsen yap en azından dene
Her gün bir kere
Ayak sesi duyarsan şayet bil ki benim değil
Bekleyen varsa sokağın tam köşe başında
Biliyorum ben değilim
Bakışlarındaki yıldızları sayan varsa her gece
Saysın bırak, hep yıldız ek gözlerine
Hatırlama sakın beni
Ne bakabiliyorum gece karalarına bürünmüş gözlerine
Ne de pencerende hayallerime yüklediğim yarınlar
Elini tutan da ben değilim, değilim
Sevdin mi beni içten içe
Umursamadın mı hiç
Beni bekleyen bir gölge vardı buz tutmuş camların arkasında
O sen miydin
Bilmiyorum
Bildiğim bir şey var ihanet etmedin
Söylemedin ki edesin
Sevdiğini söyleyip de gitseydin
Ya da başka bir yüreği sevseydin, görseydim, duysaydım
Kahrolurdum, mahvolurdum
Beynimde olmazdın
Satırlarımda dolaşmazdın şu an
Oysa bak buradasın
Nasıl da volta atıyorsun mısralarımda
Her nerede yaşıyorsan
Nasıl yaşıyorsan hayatı yaşa Mübeccel
Kederi görmezlikten gel
Unuttum say dertlerini
Varsın sahte olsun gülümsemelerin
Yapıştır güzel dudaklarına ne kaybedersin
Heyecanlanacağım de, heyecanlan
Ne olur sanki gülümseyerek yaşlansan
Kapımda beklediği gibi
Senin kapında da duruyor inan
Fırsat kollayan bir ecel
Bana ihanet edenlere bile dilediğimi sana da diliyorum
Nefes aldığın sürece mutlu ol
Ve hep mutlu olduğun yerde kal Mübeccel…
Kayıt Tarihi : 24.3.2011 23:31:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!