Bindiği otobüsün kapısına,
Elini sıkıştırmıştı Necati o anda.
Can acısı sardı bütün yanını,
Öğleden sonra gizlice,
Telefonuna kulak misafiri olmuştu,
Hakim beyi düşündü bir anda.
Ne yapmıştı ki,
Karısından sürekli özür dileyen o adam?
Sonra nasıl da yumuşamıştı karısı,
Aklına geldi akşam, Nazlı’ya vurduğu tokat…
Televizyonda görmüştü,
Karısından özür dileyen adamları.
Ama o yapamazdı, şımarırdı Nazlı,
Erkekti o, babasından öyle görmüştü aslında.
Ya karısı başka kadınlara söylerse?
Ne yapardı, nereye giderdi?
Bütün hafta sonlarını geçirdiği kahveye,
Gidemezdi, kalırdı evinde, sessizce, derdiyle…
Durakta indi otobüsten,
Yürüdü usul usul evine.
Açtı kapıyı, girdi içeriye,
Mutfaktaydı Nazlı,
Nohutun yanına bulgur pilavı pişiriyordu sessizce.
Necati yaklaştı yanına,
Hiç konuşmadan,
Arkasından bakıp durdu,
Mırıldandı kendi kendine:
“Nazlı,
Dün akşam için kusura bakma.”
Elini tuttu Nazlı,
Şişmişti biraz,
Sonra yavaşça konuştu:
“Eline ne oldu?
Dur, hemen hamur saralım,
Ve dün akşam ne oldu ki,…”
Ve o anda,
Zaman durdu, nefesler birleşti.
Sessizlik konuştu, gözler anlattı,
Küçük bir dokunuş, bir bakış
Ve bütün kırgınlıklar eridi bir anda.
Evde sadece sevgi kaldı,
Ve ikisi fark etti sonunda:
Dün geceyi unutturacak tek şey,
Birbirlerinin varlığıydı hâlâ…
Ve yürekte sessiz bir mutluluk çiçek açtı,
Adını sadece onlar fısıldadı.
Kayıt Tarihi : 21.4.2004 22:41:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




TÜM YORUMLAR (1)