Bugünde uykudan kesildi gözlerim,
Sanki bir celladın elinde düşlerim,
Boynumda yaftalı sevdakâr acıdan,
Gel otur yanıma, az sana vereyim.
Önce ıslatmalısın gözün yaşını,
Birden göğe çevirmelisin başını,
Ellerini açıp, yalvar Yaratan dan,
Belki kabul eder senin de duanı.
Kulsun sen; istemek ki senin şanına,
Verirse verir, vermek O nun namına,
Biz muhtacız sevdalı Galû Beladan,
Yar tayin etmişiz gönül makamına.
Giderken yanında olsun yüklü azık,
Orada kıtlık var, orada kuraklık,
Kabri aşıpta bir geçersen sırattan,
İşte o zamam var, sonsuz nimet, bolluk.
Kapıdan içeri atar atmaz adım,
Derler, söyle ne senin bakalım adın,
Haberin yok mu? Muhammed-i ümmetten,
Dediğin vakit girersin adım adım.
Komşuların ziyarete gelecekler,
Sana binbir hediye getirecekler,
Harunum bir muştu alır peygamberden,
Yetmiş iki melek elden verecekler.
Kayıt Tarihi : 8.3.2012 15:15:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Hz. Peygamber s.a.v.’in hadislerinde bildirildiğine göre, Firdevs, arşın altında olup, cennetlerin ortası, en yüksek ve en değerli bölgesinde bulunmaktadır. Yine ilgili hadislerde Hz. Peygamber ashabına, Allah'tan firdevs cennetlerini istemelerini tavsiye etmiş ve oğlu şehid düşen Ümmü Hârise'ye onun firdevs cennetlerinin en değerlisine girdiğini müjdelemiş¬tir. Tirmizi' nin tefsir babında; Hz. Ömer radıyallahu anh’dan rivayetine göre Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a vahiy indiği zaman, yüzünün yakınlarında arı uğultusu gibi bir ses işitilirdi. Gene bir gün Allah’ın Elçisinin yanında bulunuyorduk. O esnada Resulllah’a vahiy indirildi. Aynı durumla karşılaşmıştı. Bir müddet aynı durumda kaldıktan sonra, Allah Resulü o an inen, Mü'minûn suresinden şu ayetleri bize okudu. 'Mü'minler kurtuluşa ermiş, umduklarına kavuşmuşlardır. Onlar namazlarını Allah'tan korkarak, hürmet ve tevazu içinde ve tâdil-i erkân ile kılarlar. Onlar dünya ve ahiretlerine faydası dokunmayan her türlü şeyden yüz çevirirler. Onlar nail oldukları her türlü nimetin zekâtını aksatmadan verirler. Onlar namuslarını korurlar. Ancak hanımlarına veya cariyelerine karşı müstesna; bunlarla olan yakınlıklarından dolayı kınanmazlar. Kim helal sınırını aşarak bunların ötesine geçmek isterse, işte öyleleri haddini aşmış olanlardır. O mü'minler ki, Allah'a ve kullara karşı olan emânet ve mesuliyetlerini yerine getirirler ve sözlerinde dururlar. Onlar namazlarını devamlı olarak, vaktinde ve şartlarına riayet ederek kılarlar. İşte onlar vârislerin ta kendileridir. Onlar Firdevs cennetine vâris olurlar. Onlar orada ebedi olarak kalacaklardır' Arkadan dedi ki: 'Kim bu on ayeti yerine getirirse cennete girer.' Sonra kıbleye yöneldi ve ellerini kaldırıp: şöyle dua etti. 'Allahım hayrımızı artır, bizi iyilik yönüyle noksanlaştırma. Bize ikram et, zillete düşürme. Bize ihsanda bulun, mahrum etme. Bizi tercih et, düşmanlarımızı bize tercih etme. Allahım, bizi razı kıl, bizden de razı ol! ' buyurdular.'
![Harun Güven](https://www.antoloji.com/i/siir/2012/03/08/mubarek-mustu-2.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!