Mübarek Evliya Halil Baba'ya

Hacı Yiğid
160

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Mübarek Evliya Halil Baba'ya

Ahmet Efendimiz mezar yaptırmış
Mübarek evliya Halil Baba’ya
Yattığı dağ kendisini kaptırmış
Mübarek evliya Halil Baba’ya

Kağnıcı pınarın suyunda şifa
Kurumuş odunlar gösterir vefa
Huda’nın rüzgarı okur fatiha
Mübarek evliya Halil Baba’ya

Ziyaret etmeye gitmeli insan
Okunan ayetle kahrolur şeytan
Tepeyi çıkarken bulursun derman
Mübarek evliya Halil Baba’ya

Daveti ebedi kesmen alaka
Bizleri bekliyor o zat mutlaka
Giden bulur güzel hayat mutlaka
Mübarek evliye Halil Baba’ya

Sancaki’m der çare armut, alıcı
Nebatları etmez derde salıcı
Duamız olmalı özden kalıcı
Mübarek evliya Halil Baba’ya

Hacı YİĞİD
(SANCAKİ)
11.10.2005 Salı Saat::22:50 Sorgun

Hacı Yiğid
Kayıt Tarihi : 3.7.2006 22:38:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


HALİL BABA’NIN DAVETİ Ramazan ayının içinde bir gün 08 Ekim 2005 Cumartesi. www. sancaki. com’da yayınlanmak üzere Sorgun’un köyleri hakkında bilgi topluyoruz. Yanımda Aşık İsmail. Büyük bir sevinç içerisinde aracımızla Yozgat’ın Çekerek ilçesi istikametine doğru yola koyulduk. Gün içerisinde birkaç köy hakkında bilgi toplamayı düşünürken önce Veliöldük köyüne daha sonrada Karalık köyüne gitmeyi planladık. Veliöldük köyünde Aşık Haydar’ın kapısını çaldık. Ancak Aşık Haydar bizim geleceğimizden habersiz Gököz köyüne gitmişti. Bu köyde aradığımızı bulamadık. Çünkü burada bize bilgiyi verse verse Aşık Haydar verebilirdi o da şansımızdan bugün Köyde değildi. Karalık köyüne doğru yol alırken, stabilize yolda aracımız yüreğimi çırparken, tarifi mümkün olmayan bir kuvvet bizi Halil Baba’ya doğru çekiyordu. Kağnıcı pınarında abdest alırken, soğuk suya ve üşüten rüzgara rağmen Halil Baba’nın duası içimizi ısıtıyordu. Halil Baba’ya yol almaya devam ediyoruz. Çok dik bir yamaç, bu kadar dik bir yokuşu nasıl çıkabildiğimize de hayret etmeden kendimizi alamıyoruz. Aslında hayretimiz kısa bir süre sonra yerini hayranlığı bırakıyordu. Zira Halil Baba bizi kendine çekiyordu. Evet bu Halil Baba’nın davetiydi. Bu öyle bir davetti ki.o dik bir yamacı rahatlıkla çıkabiliyor, dondurucu soğuğa rağmen üşümüyorduk. Davete icap etmenin sünnet olduğu bilinciyle Halil baba’nın türbesi’ne varabilmek için birazda yaya yürüyoruz. Ruhuna üç ihlas bir fatiha okuduktan sonra rehberim aşığa soruyorum. Önceki ziyaretimde bu mezar taşı yoktu. Kim yaptırdı? “Şıhların Ahmet Efendi” diye cevap verdi. Bu mezarın yanındaki kuru odunlar neyin nesidir? “Mübarek zat bu odunları kimseye aldırmaz ve yaktırmaz” dedi. Ulu bir noktadan bizleri koruyordu mübarek insan. Bulunduğu tepenin etrafında bulunan armut ve alıç ağacından şifa niyetiyle iftarda yemek üzere meyve aldıktan sonra yine aracımızla önce Karalık Köyü içerisinde bulunan Şeyh Sait Efendi türbesini ziyaret ediyoruz. Ardından bir kez daha şansımı denemek üzere Veliöldük köyü’ne uğrayıp bir kez daha Aşık Haydar’ın kapısını çalıyorum. Bu kez evdeydi. Karalık Köyü hakkında Dursun ALTAN ve Veliöldük köyü hakkında da Aşık Haydar’dan bilgi aldıktan sonra yeniden Sorgun’ a döndüm. Aslında o gün yaşananlar tamamıyla bir ibret vesikasıdır. Zira O mubarek günde önce kime uğramışsam yerinde yoktu. Zira o muhterem zat, önce kendisinizin ziyaret edilmesini istemişti. “Islak Damlalar” isimli şiir kitabımdan Sancaki’m ilim vilayet hası Halil Baba’mızda yayla havası Papatya menekşe navruz doğası Kokular getirir yeli Yozgat’ın

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hacı Yiğid