Sabah sabah,
Tövbe estağfirullah..
Bir sinek konmuş mutfağıma
Ben diyim bir, sen de iki metre.
Göz dikmiş ocaktaki tencereye,
Tek seferde dikti tepeye,
Bir ses evde; vızır vızır,
Ben diyim davul-zurna
Sen de; orkestra..
İnşallah sonumuz hayrola..
Açtım cam, kapı, balkon ne varsa.
Çıksın dışarı, kesilsin sesi..
Derken bi baktım balkondan,
Aman Allahım, o da ne;
Zavallı kedicik.
Nasıl çırpınıyor kurtulmak için
Fakat nafile,
Güvercine kahvaltı niyetine görünmüş bir kere.
Tuh dedim yazık;
Ne sabahmış, sağım soluma karışmış
Çok terslenmişim,
Kalkışım ayakucuna takılmış...
Derken, fırıncının çırağı takıldı gözüme,
Sırtlanmış koca kamyonu,
Ekmeklerini dağıtmanın derdinde,
Fesupanallah;
Lokma kadar çocuk, omuzunda kamyon dolusu yük.
Ne o bi şaşkın bakıyorsunuz;
Sabah sabah aklını mı kaçırdın diyorsunuz,
Mübalağayı abarttın be canan diyorsunuz...
Haklısınız, boş konuşuyorum,
Yine körler pazarında ayna satıyorum...
Sözlerimden şüpheye düşenlereydi lafım;
Bizde, söz; ağızdan bir kere çıktığını anlatmaktı mecalim..
Yani;
Bir gün balık kavağa çıkarsa,
Güvercinler kedileri avlamaya,
Fareler kedilere kafa tutmaya başlarsa,
Güneş batıdan doğar,
Gündüz vakti ay parıldarsa;
Belki o zaman unuturum
Belki o gün verdiğim sözden cayarım..
Belki diye bir küçük hatırlatma sadece...
Kayıt Tarihi : 11.2.2013 11:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!