Evet, gerekliydi!
30.0cak. 1923 tarihinde protokole bağlanan
24 temmuz 1923 tarihinde de
İsviçre’nın Lozan kentinde imzalanan
Lozan Antlaşması gereğince
İngiliz-Fransız ve İtalyanlar’ın gözetiminde
İstanbul, Gökçeada ve Bozcada Rumları
dışındaki 0rtodoks Hıristiyanlarla,
Yunanistan’da-Batı Trakya dışındaki Müslümanların,
antlaşmaya dayalı;
karşılıklı olarak
zorunlu yer değiştirme olayının adıdır mübadele..
mübadeleye
Anadolu’daki Ortodoks Türkler de katılmışlar
hıristiyan diye
..
Yer değiştirmek ister misiniz? sorusu sorulmadı
mübadeleye katılanların hiçbirine
..
Çünkü yaşanan acı olayların doğurduğu zorunluluk
getirdi mübadeleyi elbette
Birinci Dünya Savaşı’nı sonunda imzalanan
Mondros Ateş kes Antlaşması bahane edilerek
İngilizler İstanbul’u
Yunanlılar İzmir’i ve Doğu Trakyayı
İtalyan ve Fransızlar da Anadolu’yu işgal edince
….
İşgal ordularına karşı verilen
Ulusal Kurtuluş Savaşı süresince, yerli Rumlar
işgal kuvvetlerine yardımda bulunmuşlar
müslüman halka çok kötü muamele etmişler;
bazı müslüman Türkleri evlerde ve camilerde yakmışlar
kadınların-kızların ırzına geçmişler
binlerce Müslümanı babasız-dedesiz-amcasız-dayısız
ve sakat bırakmışlar
evleri, camileri, köprüleri yakıp-yıkmışlardı
“Yunanlıların
Anadolu’da;
27 şehir, 1400 köy
Ve 98 bin ev yaktığı sabit olunmuştu..”
Anadolu, ateşler içindeydi
Cumhuriyetin ilk yılarında çevrilen
Yeşilçam filmlerinde
İstanbul ve köy görüntülerinde
Bu durumu görmek mümkündür..
…
Her mahallede birkaç yetim ve öksüze
ve malül insana rastlanılmaktaydı..
Balkanlarda da komitacıların zulmü devam ediyordu
Savaş sonrasında,
bu iki halkın, yaşananları unutup
bir arada barış içinde yaşamaları artık olanaksızdı..
…
Kaldı ki,
Yunan Başbakanı Venizelos
Lozan antlaşmasından önceki yıllarda
mübadele fikrini ilk ortaya atanlardandı..
…..
Kurtuluş Savaşı öncesinde
herkes kartlarını açık oynamış
birbirine rest çekmiş
savaş etmiş
ve kumar bitmişti..
Mübadele kaçınılmazdı..
Mübadele sonrasında geride
sadece kesme taşlardan yapılı Rum Evleri
ve bazı Rum Kiliseleri kalmamıştı..
Müslümanlar da
yüzlerce yıl yaşayarak
vatan yaptıkları Balkanlardaki verimli topraklarını
tarlalarını
bağlarını-bahçelerini
tek ve çift katlı tahta evlerini
su değirmenlerini
koyunlarını-keçilerini
mallarını-mülklerini
hanlarını-hamamlarını
camilerini-dergahlarını-köprülerini
hatta paralarını
komşularını ve çocukluk anılarını
bırakmak zorunda kalmışlardı..
..
Hatta mübadele edenlerin bir çoğu
bir gün geri döneriz umuduyla göç etmişlerdi
Ama mübadele ettirenlerin niyeti bu değildi.
Mübadelen hemen sonra
İki tarafta da,
yaşanılan yerler in çoğu
zamanla yok edlmişlerdi
Örneğin Balkanlar’da
Yüzlerce han, hamam, cami-dergah
yeryüzünden silinmişlerdi
Eski Milli Eğitim Bakanları’ndan
Edirne Senatörlüğü de yapmış olan
Hasan Tahsin Banguoğlu’nun
ve aynı zamanda
dedem Molla Hasanın köyü olan
Drama Kazası’nın Radiboş Köyü,
Camisiyle, çeşmeleriyle
Ve binlerce mezarıyla birlikte
bugün yerinde yoktur mesela
….
Sonuç;
mübadele,
adı geçen ülkelerin
karşılıklı antlaşmaları sonucu gerçekleştirilen
zorunlu bir tehcir olayı idi..
Anlattığım nedenlerden ötürü gerekliydi..
Ermeni tehciri de buna benzer.
Aradaki fark
Ermeni tehcirinde
karşılıklı antlaşma olmamıştır
Olmamıştır çünkü;
Ermeniler, Osmanlı vatandaşı idiler
Birinci Dünya Savaşı sırasında
Çarlık Rusyası 0rdularıyla
Fransızlarla birlik olmuşlar
Osmanlı Devleti’ne karşı
köy basma, yakıp-yıkma-katliam yapma
eylemine gerişmişlerdi
…
Hem devletin dirliğini-birliğini korumak
hem onların
hem de Müslüman ahalinin
can güvenliğini sağlamak için,
Osmanlı yöneticilerinin almak zorunda kaldıkları
zorunlu bir karardı tehcir..
Çünkü Birinci Dünya Savaşı devam ediyor
Çanakkale’yi,
Sarıkamış’ı yaşamış bir devlet
İsyancılara lokum dağıtamazdı!
…
Amaç içerde huzuru sağlamak
mal ve can kaybını önlemekti..
Ermenilerin gönderildikleri yerler
Osmanlı toprakları idi..
Savaş sonunda Osmanlı Devleti bu toprakları kaybedince
ülke dışına sürülmüş gibi oldular..
unutmayalım ki,
bu savaşıı kazanmış olsaydı işgal kuvvetleri
ve de Yunan
Bugün Anadolu v e Trakya’da kalmayacaktı
Türk-Kürt tek bir Müslüman
93 Harbi’nde ve
Balkan Savaşı yıllarında olduğu gibi
Ataların, kendi kendini zorunlu göçe tabi tutacaktı
ve adın;
Hans, Coni,
Darius, Hasanus, Ömerus, ya da Alius olacaktı
Yani bugün sen olmayacaktın
ey genç adam, genç bayan!
.......*****....................
02.temmuz.2015-Keşan
……
*Kyn:Sayın Adil Hacıömeroğlu’nun araştırmasından yararlanılmıştır
Kayıt Tarihi : 2.7.2015 10:04:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Üzerinde yeteri kadar durulmadığına inandığım, oysa 93 Harbi' ve Balkan Savaşları'ndaki zorunlu tehcir kadar önemli olan, karşılıklı antlaşmaya dayalı mübadelenin önemine dikkat çekmek istedim..
![Ali Koç Elegeçmez](https://www.antoloji.com/i/siir/2015/07/02/mubadele-gerekli-miydi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!