Esarette her bir hücrem, uykulara adadım kendimi
Olur olmaz kan kusarak; devam etmekti yaşamak
Ötesi var mı düşlerin sonsuzlukta yeri?
Yarı sarhoş tutunurken hayata; başıboş ve serseri
Nereye saklandı mutluluk nerede bekler beni?
Ulaştır kalpten dökülen duyguları dilime
Yamalı umutların paçavra sevdasını ilet
Bu körü körüne nasihat edenlerin, hüsrana uğramasıdır
Yıkılmış hayatları tutuşturuver titreyen ellerime
Aç yatanları, yetim kalanları, susuz büyüyenleri düşün bir kere
Yalvaran gözlerin acı içinde bakışıdır vicdanına,
Kayıtsız rüyanın, talihsiz kahramanıyım
Zamanda yol aldım hüzün cebimde
Zaman zorbanın tetikçisi
Biz insanlar, kainatın günahkar kurbanlarıyız
Dağılmış evrenin, dağınık neferleriyiz
Anlamsız hayatın, acı dolu varlıklarıyız
İçtihadım aşka tutulmuş, muhtevası sevgiyle kaleme alınır
Milyar yıl neymiş bu anın yanında sönük kalır
Ümitsizliğimin üşüşen gaddar bekçilerini tahliye ettim ruhumdan
Aşkla yol alan seyyahım şimdi ağır ağır
Hüzünlü duruşuma meyletmişim
Zerrelerimden umutsuzluk parçalanır, içli ahımdan
İrrite edilmiş düşlerin epilepsi nöbetindeyim
Kör ezelden beri kaderim duamla ilerler seferlerim
Düşüşlerim hayal kırıklıklarıma sığınak olmuşsa eğer;
Günah çıkarsın içimdeki tövbekâr keşişlerim.
Mabedim gamdandır, hücrem halveti bekler
Zürriyeti zalim, kişiliği tatsız, kalmadı inan mecalim
Aslında yokum ben
Düşlerde vücut bulurum
Hayat akıp giderken zamanla
Zamansız yolcuyum rüyalarda
Farkına varmam sabahların, yaşarken
Düşlerde güneşe doyarım
Sınırsız karanlığın zifiri gölgeleri üzerimde
Hiçliğime yürüyorum inançlarımla beraber
Ruhum kayıplarda şefkatime muhtaç
Küsurat hesabında şu kısacık ömrüm
Ümitsizliğimle savaştayım ruhum sevgine aç
Sonsuzluğum, senin elinde kalbim seninle
Ne vakit ayrılık çıkagelirse eğer;
Bir sela duyulur minarelerden,
Ezgisi hüzünlü, ağıt misali titrek
Keder dolarsa kainata; rahmet yağar göklerden
Bilmem hangi terzi diker senin kefenini?
Hangi insanoğlu yıkar aciz bedenini?
Ölümsüzlük Allah’a mahsus, ölümü bir güzel tat
İcraatta verilen ayrıntılar, tam bir bilmece
Düşe kalka yaşıyor işte insanoğlu
Bulanık zamana onlarla bir adım daha at
Felakete bebek dünyaya getiren suçlu!
Doğan sabi anlamaz geldiği yeri
Uzun sürsün istemem bu saçma seremoninin
Biliyorum aslında ben… Ya da boş ver bilmiyorum.
Keser misin şu tırnaklarını yemeyi!
Vazgeç ne olur, benden gerekçe beklemeyi?
Tek söz söylemeden gitmeyi, gidebilmeyi düşündüm biliyor musun?
Nerden bileceksin ki! Umurunda mı sanki!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!