Merhaba Sevgili,
Aslında neyi, nasıl yazcağımı bilmiyorum.Sadece susamıyorum.. Bu arada Sevgili dedim ama kusura bakma, ben hep bizi hep sevgili gibi hayal ettim.Hayal ettiğim gibi seviyorum seni.Ve sen Hayal ettin bizi..
Bu mektubu okuyacağından da pek ümitli değilim.Daha öncekiler gibi bunu da es geçiceksin.Ya geri gelicek kapıma, Yada çöp kutusuna atılacak.Ama yine de bir umut işte; Hani olur ya okursun belki diye yazıyorum sana içimdeki seni.
Sebebi bilmiyorum,
Ama bugün bir burukluk var üstümde,
Kaldıramıyorum,
Ağır geliyor biraz,
Gücüm yetmiyor galiba...
Aşk, Şekli şemali olmayan, nasıl bir biyolojiye sahip olduğu bilinmeyen. İstediğinde olmayan, istemediğinde hiç beklenmedik bir zamanda, yani zamansız yakalayan bir bilinmeyendir. Asla karşılıklı değildr, sevip sevilmeme durumudur.
Sevgi..., bir insanın başka bir insana duygusal anlamda hissettikleridir. Zamanla artabilen, zamanla azabilen garip birşeydir. Bir an olur biter gibi olur bir an olur yerin yedi kat dibinden bulutların üstüne fırlatır insanı.
Duygu, her insanın doğasında var olan birşeydir. Duygusuz insan yoktur. Sadece yaşanmamışlıklar vardır. Duygu insanın yaşadıklarıyla orantılı bir şekilde gelişir. Ve kimilerimiz az kimilerimiz çok duygusal oluruz.
Büyük aşklar küçük şeylerle başlar...
Küçük bir bakış,
Küçük bir tebessüm,
Küçük bir sarılış,
Küçük bir öpücük,
Küçük bir evet ve..
Aynı koltukta,
Omuz omuza,
Eli elimdeyken,
Diğer eliyle saçımı okşaması..
Onun parmaklarıyla oynamak..
Tam da o sırada saçının kokusunun burnumu tıkaması,
Ara ara sanki her an gidebilirmişim gibi, elimi tutarken sıkması,
Canımı acıtmadan...
Alttan kafasını eğip, gözlerme bakması,
Sonra gülümsemesi,
Aşığınım...! der gibi.
Ve fısıldaması bana Acıktım Aşkım.. diye,
Birşeyler hazırlamak için mutfağa giderken elimi bırakamaması,
Hazırladığım yemeği Aşkla yemesini beklerken,
Durgunlaşması,
Trip atması,
Nedenini sorduğum da;
Sen yedirmicek misin? diyerek dudaklarını büzmesi,
Ve benim bir daha Aşık olmam o güzelliğe,
Sonra film izlerken uyuya kalması, ve boynunu omzuma dayaması,
O rahatsız olcak diye nefes alış-verişimi bile korkarak yapmam,
Başını yavaşça dizimin üstüne koyup,
Uyurken onun güzel yüzünü seyredip,
Saçını okşarken, alnına masum bir öpücük kondurmak,
Daha bir hoşuma gidiyor..
Ve ben böyle çok mutluyum... CaNé!
Bugün Pazar...
Ve seni görmeme sadece bir gün kaldı...
Senden önce,
Okuldan kaçmanın yollarını arardım,
Bazen hasta numarası yapar,
Bazen ödevi bahane ederdim bizimkilere,
Bazende bugün ders boş gibisinden yalanlar...
Zor gelirdi okumak,
Sokak arasında oynadığım oyunları daha çok severdim,
Okulun çıkış zili çaldığında koşa koşa çıkardım kapısından,
Sanki özgürlüğümü ilan eder gibi...
Elimde bir defterle gelirdim okula,
Ve o defter sene boyunca dolmazdı.
Arkadaşlarım kaç defter eskitmişti oysaki,
Ben işin piçliğindeydim hep..
Akşam üstü sınıftan kardeşlerimle buluşur,
Ve dolaşırdık doğup büyüdüğümüz mahallenin sokaklarında,
Sonra,
Bir cuma vaktiydi,
Okuldaki o kalabalıkta,
Bir göz takıldı gözüme,
Hergün gördüğüm ve bana hep boş gelen o gözler,
Öyle bir günde,
Öyle bir anda,
Öyle bir anlamlı geldiki,
Hayatımda ilk defa böyle birşey yaşıyordum belkide,
Bütün hücrelerim Ona bürünmüştü,
Birden durgunlaşıverdim,
Boş boş bakmaya,
Uzaklara dalmaya başladım..
Defter arasına ismini yazmaya,
Sıranın üstüne baş harfini yazmaya...
Kendime şaşıracağım ne varsa yapmaya başladım nedense..
Adını bilmediğim birşeydi bu hissettiklerim,
İlk defa biri farklıydı benim için,
İlk defa birini gördüğümde heycanlanıyordum..
Beni görmesini deliler gibi istesemde,
Kaçıyordum ondan..
Ama bir yanım öyle görmek istiyordu ki..
Okulu daha bir çok sevmeye başlamıştım sanki,
Pazartesi günleri çok zor gelirdi sıcacık yatağımdan kalkmak,
Artık sabahları uyanmak daha bir güzel oldu,
Okula gidip onu görecek olmamın heycanı vardı,
İlk defa aynanın karşısında kendimi farkettim,
İlk defa elim saçıma gitti ve güzel görünmek için uğraştım,
Daha bir temizdi bugün kıyafetlerim...
Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe derken...
O hergün iple çektiğimiz cuma günü geldi..
Hafta sonu gelcek diye sevinen ben,
Onu görememe korkusuyla cuma günleri gelsin istemiyordum,
Okula daha bir istekli gelip,
Derslere daha çok önem veriyordum..
Çünkü ilk defa hayaller kurmaya başladım,
Eee birde sevdiğimin çalışkan bir öğrenci olduğunu öğrenince,
Başka bir seçeneğimde kalmamıştı..
Şimdilerde hergün okula değilde sana gelir gibi uyanmaya başladım,
Hafta sonları en büyük düşmanım,
Cuma günleri kıyamet günü sanki,
Ama herşeye rahmen mutluyum,
Sen hiç bilmesende,
Seni seven bir ben var çünkü içimde...
Bazen çıkıp karşına söylemek istiyorum,
Seni Seviyorum diye..
Sonra susuyorum...
Boşversene diyorum içimden..
Çünkü böylede mutluyum,
Belki sevgili olcaz;
Ya ayrılırsak korkusuyla yaşamak istemiyorum,
Belki sevgili olamicaz;
Ve ben seni sen sevmedikçe daha çok sevicem..
En iyisi içimde sessizce ama çok büyük bir çığlıkla sevmek seni,
Çünkü biliyorum,
Bu mutluluk hep daim olcak,
Her pazar günü, yarın seni görebilme sevinciyle uyancam...
Dediğim gibi Sevdiğim,
Sen bilmiyorsun beni ama,
Bugün Pazar,
Ve seni görmeme sadece 1 gün kaldı... CaNé!
Bazen gülümsersin işte anlamsızca...
Aklına geldiğinde gülümsersin mesela,
Telefonda konuştuğun oysa gülümsersin yine,
Bazen dakikalar sürer görüşme ama sen hep gülümsersin, çok azdır konuştukların..
Kaçıncı zamanındayım Aşkın,
Hangi yüzyılındayım hatırlamıyorum..
Gözlerine inandığım...?
Yada gülüşüne kandığım...?
Yoksa verdiğin sözlere inandığım mı?
Bir resim olsun isterdim cüzdanımda!
Kim diye sorduklarında o diyebileceğim,
Parmağımda bir yüzük olsun mesela!
Ayrılsakta hiç çıkarmayacağım bir yüzük,
İçinde yine o/nun ve benim ismim yazılı olabilirdi mesela..
Sonra bir Mehtup zarfı içinde davetiye göndermek isterdim Yakınlarıma,
Kalbin beyni ele geçirdiği zamanlar da vardır elbet.Mesela Senin sokağından geçerken hükmedemez beynim gözlerime, Mantıklı olan Sağa sola bakınıp gözlerimin seni aramamasıdır.Ama Kalp öyle bir havaya girer ki; Ne zaman girsem Sokağına Sağa sola bakınır gözlerim, Tüm bedenim seni arar.. Sonra olurda görürsem seni dillenir gözlerim.'Özlemişim be! ' der gibi bakar sana..'İşte tam da bu sırada gerçekleşir beyin ölümü ve beyin bir süre hükmedemez sana..Beyin yırtsada kendini; Kral'da, Prens'de, Padişah'ta 'Kalptir'..#.CaNé!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!