Gök doldu
Doldukça karardı
Sağanak indi simasından
Yeryüzüne
Şimşekler çaktı parlayarak
Gürledi gök ürküterek
Aşinaydı herkes
Ve her şey halihazırda
Karşılamıştı doğanın hallerini
Bir çok şemsiye altında
Geçiyordu kimseler
Karşıya, sola yahut sağ yöne
Durmuşum öylece
Yağmur altında
Yokluğunu bekliyorum
Şemsiye kapalı
Üşümüyorum ıslanmaktan
Döşüm har dolu
Beklemek tuhaf
Sevmek
Tuhaflığın izahını arayan bir baykuş
Geceleri gözlerini kırpmayan
Delice sevadaların ederi
Dolanıp durmaktır belki de yeryüzünde
Temaşa bir olduğunda
İç sayıklayışlarıyla
Mavi ıslık kuşu tanıklığında
Esridi
Uçtu yüreğim sana doğru
Darlık geçiyordu vakitlerden
Koptuk kopacak fırtınası iklimin
Savrulup esintiyle
Bin parçaya bölünürsem eğer
Kırık bir ayna gibi
Astar yırtılacak kırıldığı yerden
Kibele sarmaşığı doladı ayak tabanlarımı
Kollarımı bağladı
Dikenlerini geçirse de pençeleyerek
Ne yana kımıldasam yaksa da canımı
Ağrıyı kanıksıyorum
Tutunmalarda
Bir önemi yoktu belki de
Onca bilinmezlik içinde
Çoğalıp gelişen muammanın
Kimine göre
Ahtapot kolları ile uzanıp her yana
Tutabildiklerini sıkıyor
Kini, nefreti doyurmak için
Oysa
Sevgi tohumları serpmeye gelmiştik yeryüzüne
Karanlık dehlizlerde sınanacağımızı bilmeden
Gelivermiştik yüklü heveslerle
Yaşanılır bir yer olsun diye Yerküre
Lisanın harflerine tutunarak
Uyanık kalan tümceleri
Yeryüzüne salarak yaşamak
Bir rüyadır belki de
Yaşanmışlık tortusu
Yahut yaşantının öncesi muamma
Kayıt Tarihi : 30.5.2020 17:12:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)