Varıp geldim meramımı diyeyim,
Dilim sürçtü, söz utandı muallim.
Dünya gözü ile yari göreyim,
Kirpik mahçup, göz utandı muallim.
Şer ateşi körüklerken nefsimi,
Çaresizlik kamçılıyor hırsımı.
Yalan oldu aşkın hasat mevsimi,
Yaprak döktü, güz utandı muallim.
Hercai aşklara dur demelisin,
Kalbimdeki sana kıymet veresin.
Sol yanımı ataş aldı bilesin.
Ciğer yandı, coz utandı muallim.
Yoksulluktan mütevellit halimiz.
Piriketten derme çatma damımız.
Sarma tütün, şekersizdi çayımız.
Demlik isli, köz utandı muallim.
Cebimde gezdirdim eyvahlarımı,
Süpürüp topladım günahlarımı.
Aynada görünce zaaflarımı.
Astar delik, yüz utandı muallim.
Düş dediğin bir içimlik sumuydu?
Bahtsız sevdaların sonu bumuydu?
İmkansız yüklemi noktayı koydu.
Tadım kaçtı, tuz utandı muallim.
Ahde vefa tedavülden kalkınca.
Canım dediklerim can'ı yakınca.
Sevmek için hesap kitap yapınca.
Çok alındı, az utandı muallim.
Senin ekseninde gündüzle gece.
Sende anlam bulur kelime hece.
Gözlerinin menziline girince.
Zaman dondu, buz utandı muallim.
Deli dolu geçti gençlik çağları.
Ölü saydım kıymet bilmez sağları.
Ferhat gibi ufalarken dağları.
Ter damladı, toz utandı muallim.
Şafağa sırtını dönerken gece,
Bir hüzün esiyor inceden ince.
Sen mektebe, ben deliye dönünce.
Boynu bükük, biz utandı muallim.
Uğur KARAKAYACI
Kayıt Tarihi : 31.3.2021 23:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)