Mount 2, 48 babey & 3 yearling

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Mount 2, 48 babey & 3 yearling

Tepelerde iki dolun doğuran ‘üç tane bir' yıllık hayvan
yavrusunun ‘günlerden kırk sekizi'nde bebekleyişi...

-

Taç, yıldızlar; yaprakları tacın, tüm gök
Tut fitilleri, kök kavra
Sök karanlığı tutanı, sök orda
Ve ne varsa
Nedir birken iki olan
Söz bile söylemezken, sözü eden:
Konuşmazken;
Vurur ki dala

Ah dünya düşsün diye üzerinden,
Savururken ama koca kütle evreni.
(Seni ordan)

Ormanları, ormanları Amazon’un
Tek iken sen, katettin o ormanı ikiye
Labrys ile vurdun durdun
Çınarı diplerine ordaki iklim koşulsuzu’nun
Bir peri çıktı derken, Erydike, orman perisi:
“Ey n’apıyorsun? ”; O bile dedi.
Dedin ki: “İyi yapıyorum, iyi! ”; “Görüyorum”
“Aynaya bak demişti.Baktım ve yıktım”

Diye söylenen sen, haciyatmazvari,
Sokmadı ama bu sefer yılan Erydike’ı,
Hikayeye göre ancak, sokacaktı!

*

Tarlada nekahat süren nadas bahçeye benzer
Dallarda kuş açar düşen sarı sonbahar yaprakları:
Üretken nabız ne olursa olsun sadede gel dese de;
‘Gelir’ olan yerinde durur ve gitmez ne dense!
Karanlığı ören barut fıçısı ateşlenir ötenazi
Ama kan şamdanları mor doğurur kaçıncı.
Susarsın hiçbir şey iken sen kendince kendine;
‘Kavgalısın ordaki’ fakat; anlamadığın kine!
Bahçeşehirler yazıt, gök-ova yaylasında
Yükseltmekte; mahzenler şarap içerken
Güngörmüş, bilirkişi ‘yıllanmış şarap
Seçkini’ni tanırlar erken vakit, kazazede ise!
Bütün zamanların içinden onların ‘en dikiti’nde;
Şato koridorları kuruldu,
Arı bacaklarında papatya sağan-
Düz giden karanlıklarda, ortopedi hicreti!
Öyle, e! Sal kendinden tek o salı:
Denizler uçacak şerrinden kudretinin
Molotof bilmezin tamah göbeğinde
Kuşlar ve çırpar kanat, bilmese de!
Kadro kuruldu: Yatırdım göbeğinden
Karanlığı kağıt mendil burun silen
Kafa törpüsü yürek yangınları
Kurdu Afrika’da şempanze kaçışlar!
Daktilo mezbahası yazdı mektubu:
Dedi “Bırak kişilikli olan gururu”;
Bu kadar kendine düşman ama anlamsızdı:
Dürüst gurur, insan yalansız; aynısı!
Atlambaç püskürten kanter idamesi
Filizleri lokomotifin makina dişlisinden
Ağır yayılan pistonlar saldı buzdan
Nitro gliserine başkalaşan yürekler üzerine,
Şaşırtası.Ağaçlar devrildi öğüten boyut
Gergin buz, çocuk paten kayar,titrek!

*
En üst bir tepeye çıktı bebek tüyler içinde,
Katran ve zift ve istenen doğa ama;
Aşındırmayan adımları granitleri,kendini bitap eden
Fışkırarak musluktan, Avalon’la akan
Karıştı sirkeler içererek fiyortların vadileştirdiği
Çukur burgaçlarında dolaştı onun nefesi;
Gergefler yaydın eli nakış tutan yüzük küt’ületen,
Cezeryesi karaya vurduğu med-cezirlerin
Flamingo familyası geçiremediği kıyı süzgecinin
Geçirgen deri miğferi daha güderi ipek kalkanlardan:
Hem mat hem meşin,kös-ele! şerefe!
Asya tuttu balkanlardan Samballa idi Patrick,
Tatminkar çökerten bir batınlık güçlü mevsim
Verdi dalga, siklon- tropik hem, hem Prusya.
Agartha, bilgiyi akla döndüren, yeşertir
Kalkan sınırları, Tibet ve Sri lanka
Üç kümeste doğdu ay ve gördü üç devrilen
Sene kırk sekiz günbatımı ve şafak ile
Ve buruşturdu zamanı mekan ile değil de! …
Bakış attı şnorkel çıktığında dubada;
(Kendini fark etti sislerin arasında)
Kulaçladı öteyi beriyi, iyi kolaçan etti;
Ferahlayan yüreği ve daldı inci aynı aramaya.

-

Avalon: Arthur’un ölürken sürüklendiği sisle çevrili ada. (Glastonbury’de)
Samballa:Kötülerin ülkesi
Agartha:İyilerin çocuklarının ülkesi.Tibet’le Sri Lanka arasında.
Labrys: Amazonların kullandığı iki uçlu balta
Atlambaç:Çocukların oynadığı atlama oyunu

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 3.6.2004 11:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Akın Akça
    Akın Akça

    İngilizce adlamaları bilhassa öyle koydum.bunu bilmende fayda var

    Cevap Yaz
  • Oğuzhan Keskin
    Oğuzhan Keskin

    Şiirin tamamını okudum (itiraf etmeliyim biraz zor oldu) fakat kesinlikle ayakta alkışlanacak bir şiir... Ve özellikle ilk kısımdaki dilin muhteşem kullanımını gördükten o ingilizce adlamalara daha bir kızmamak (ve üzülmemek elbet) elde değil...

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Akça