Renkler, mavi, kırmızı, yeşil, erguvan ve mor;
Camlarda, kaybedilmiş vatanı heceliyor...
mor bir orkidenin ömrüydü
bütün sessizliğiyle pıırrr uçan kırlangıç
vals ediyordun kumsalda sanki
kalbim yıldırım düşen bir ardıç.
Çakal-tilki tetikte, kuşlar konmuyor dala
Zurna normal havaya dönmüyor çala çala
Arıcıyı kementle boğdu ya eşkiyalar
Bir anda mor sinekler üşüşüverdi bala...
27 Mayıs 2008/Vakit
Erimek belirsizce herşeyde,
Karışmak sulara yıldızlara,
Sinmek kokusuna mor menekşenin,
Yanmak damar damar, nefes nefes,
Yaşamak tükene tükene.
Mavi tirşe fıstığı mor bilene
Pembesin al yeşil mendil eline
Hele birde tülden fistan giy hele
Arabadan gösterirsin parmağın
Bu yerlerde yoktur senin durağın
Kırmızı güllere benzer yanağın
çiçekleri kokladığında kırmızı başlıklı kurt
sarı ten rengi mozaik kalbim sesim
çiğ tanesi mor ve buz/dan yapılan ışık rakkasım
sevişme vaktim mavi notam sevgilim
büyümektesin emzirdiğim sütüm
yazılan kar tadında sürgit bir ömrün.
Sabahın eşiğinden devriye gözüm
karşı tepeye hafif, uçarı bir hızla
süzülürken vurkaç bir duygu tırmanır
sırtıma: O mor, etli ışığın içinden
madde kıpırdayacak sanırsın.
Güzel yağmur, kıvrak yağmur: Duru
bir sevda sonrasına kilitle beni.
O loş, nemli akşamda
Mor ışık gözlerinin içinde
Yüreğimde mor kanatlı kelebek
Mor ayakkabının topuğu
Mor kalemin ucu
Pembe mor erguvanın altında
Seninle mor bir hayat olsa
Kasım 2006
Sen miydin çağıran?
Sen gibi geldi,
Bulutlar mordu dağlar mor dalgalar mor,
Kayalar mor,
İnadına mor.
Rüzgar mor esti,
Martılar mor kaçtı.
Bir ben vardım siyah
İnadına siyah,
Sen miydin çağıran
Bizim dağlar mordur, mor, sümbülü mor, gülü mor,
Yaşayanları boğar, ayrı düşenlere kor.
Bir küçük saksıda
Mor..mor...gülümseyen
Küçüçük menekşem...
Özlemimdeki seni...
Gözlerimdeki seni...
Bir anda siliverdi
Ellerimden...
Gözlerimden...
Mor...mor...gülümseyen
Küçüçük menekşem...
Mor menekşe solmamalı,
Gözler yaşla dolmamalı,
Seven zalim olmamalı,
Mor menekşe solmamalı.
Menekşe boynunu bükmüş,
Sanki o dünyaya yükmüş,
Bildim sevdan çok büyükmüş,
Mor menekşe solmamalı...
Tırnaklarımda mor ojeler
Üzerimde mor gömleğim
Ayağımda mor çizgili çoraplarım
Morarmaya yüz tutmuş suratım
Suyun altında boğulmaktayım...
Mor takılar takındı dallar!
Bezendi öbek öbek erguvanlar!
Her yanda efsunlu mor ışıltılar.
Sarhoş olur seyrine dalanlar.
mor menekşe dalında
mor benekli kelebek
rengarenk dünya varken
kim, niçin ister ölmek...
mor bir salkım tanesini
göreceğimiz
yeşil dal,mavi gökyüzüne
ihtiyaç var
düşün, her yer mor
ne anlarız onun
mor bir salkım tanesi olduğunu
...
mor salkımlı sümbüller açınca, gülen yüzüm
-sevenler bir gün gelir terkeder... -
mor bir hüzün bıraktı gözlerime sözün..
önce sen mi unutacaksın gözlerimi o gün?
gözlerin menekşeydi
farların mor...
kaşların şekildeydi
saçların mor...
gamzelerin derindeydi
dudakların mor...
kolların el belindeydi
bense mosmor...
Fikret Turhan-Yalova,
omuzlar,
akşam alacası.
yorgun, bitkin, çaresiz.
mor zamanlar, nereye kadar....?
27.07.2006-ant-mor zamanlar-
YUREGIMDE KANAT SESLERI
Yüreğimde kanat sesleri mor menekşelerin
Ruhum uçmak istiyor yanına mor sümbüllerin
Ey sevgili diyorum keşke sen hiç gitmeseydin
Arkasına, dönmeyeceğin üstü kalsın veresiyelerin
Oyonnax, 04.11.2011 Hasan Karahisar
Al,mor,sarı
Gönlüm birgün al
Gönlüm birgün mor
Gönlüm birgün sarı...
gökyüzü morarmış
salkım salkım..
bir bardak çay
mor kokular arasında.
yanında sabah simidi.
geride
mor kapılar.
ve kollarında susamlar,
taşlar arasında
sızıp kalmış
Kara dut biriktiriyorlar
Toplamayla yetinmiyor
Biriktiriyorlar
Elleri yüzleri mor
Geçmişleri mor
Kara dut biriktiriyorlar
Dut çürüyor
Acın mor çimen
Acın mor çimen
Benzersiz ve görülmemiş
Acılar benzersiz çimen
Ve bu büyük çayırda
Herkese yeter toprak
Benzersiz çimenler için.
sevda ırmağında bade içtim
yüce dağlarda mor menekşe mor sümbül açtım
kınalı ellerde bebeleri sevdim
nasırlı ellerde kazma oldum
sevda ektim sevda saçtım
sevda bulutlarında yağmur oldum
susuz topraklarda yeşeren
başak oldum
Bacasından
Mor dumanlar yükselir
Düşümdeki evimin
Yaşama
Yalın ve kalın çizilip
Örülmüş yasaklı duvarlar
Çizginin ötesinde
Mor dumanlı bacam
Düşümdeki evi sevdim
Çizgiyi geçiyorum
kırmızı nefretin rengidir
beyaz saflığın
siyah bilinmezlik
mavi özgürlük bana göre
peki ya mor?
mor ölümün rengidir kardeşim
öldüğün zaman anlarsın...
Mor gülüşler yollam bana balım
İhanet kokarken geceler
Ve yalana kıvrılıyken dudakların
Ben sallanırken gel yalan-git yalan
Kırık beşiğinde anıların
Mor gülüşler yollama
Pahalıya satarım
bir yaz yağmurundan sonra...
çalılardan kollarını çizerek
bana
mor kırmızı böğürtlenler toplayıp
ellerinle dudaklarıma koyduğunu....
Sonsuzluğum
Yaşam yolculuğum
Mor kırmızı akşamım
Mor kırmızı şafağım
Bebeğim....
7 Ağustosum...
Ben seninle doğdum..
I Can...
Aynı duruyorlar bak mor sümbüllü dağlarım,
Fakat nereye gitmiş bol üzümlü bağlarım! ..
Çiçeği çiğdem olsun üstündeki urbanın
Mor koyunu azat et, ben olayım kurbanın
On bir ay açan
Güzel mor çiçeklerin,
Yaprak yaprak çoğaldılar,
Boy attılar, uzadılar.
Bakalım on bir ay açacaklarmı?
Yüzümü kara çıkartmayın,
Siz başkasınız.
Mor yazmalı yeşil atkılı
On bir ay çiçekleri.
Mor Menekşe
Seviyorumlar susunca
Çalı diplerinde zamanı dinler
Ninni tadında mor menekşe
Katran karası özlemlere inat
Direnir kuytuluk zamanlara
Haykırır buğu tadında
En eşsiz kokusuyla...
Havada kar sesi var
Başında da mor fesi var
Açın bakın şu gonağı
İçinde de yar sesi var
(Lele çoban garip oğlan)
Mor poşuyu boyamadım
Ben çobana doyamadım
Hep kuşlar da yuva yapmış
Serçe kadar olamadım
Gördüm... SOL YANI KAPKARA MOR BEDENİNİN...! ! !
Aksi vurmuş... KALABALIK KARANLIK KALBİNİN...! ! !
Bu cinnet alemi gridir..
aĞlasan gri akar göz yaşların...
buzların mordur...
çünkü intihardır aşkın...
odam mordur benim
yerlerse gri...
hayatım... gridir benim
aşkımsa mor...
Mor ışıklar altında
Kan kırmızı asil güller.
Yüksek topuklar üstünde
Sallanan bedenler.
Dirseğine kadar çıplak
Havada bembeyaz eller.
Mor ışıklar altında,
Baldırına kadar çıplak
Gölgeden abideler.
şansonlar akıyor başımdan aşağı her biri ayrı mor
bir gölge kadar yalnızım oysa
bir mor çiçek sevdi
minik mi minik bir serçe
kırarım diye korktu da konamadı
öylesine sevmişti ki serçe
bir türlü sevdaya kanamadı
mor çiçek bekledi serçeyi
örtüdür yüce dağlar
serçe ölür çiçek solar
ağlar aşıklar ağlar
Kalıntı! ..
Seninle doğdum
Seninle kurtuldum
7 Ağustosum...
Mor kırmızı akşamların
Ve mor kırmızı şafakların
Olamasa da;
Geçmişin
Zorlanmalarından
Dağılır, kum olur, erir kahrından
Âhımın yankılandığı mor dağlar!
Pınarlar fışkırır, akkor bağrından
Sevgiler çağıldar, âşıklar ağlar.
Gökten alevler yağar yer kürenin yüzüne,
Şimşekler otağ kurar mor dağların düzüne,
Takılırken gözlerim yıldızların izine,
Ayın gölgesi düşer gecenin dehlizine.
Renklerin güzeli huzura gülümser
Toprağın kokusu gönle gülümser
Rengarenk açılır; kırmızı, mor ve ak
İstiklal marşında yarına gülümser…
Renk renk umutlarım kelebek gibi,
Ha açtı açacak bir çiçek gibi.
Özlemle gözlerim mor ufukları;
Mutluluk perisi gelecek gibi
Hey dostlar ölebilir miyim lütfen
Bir yaprağın gölgesine düştüğü yerde
Çekip giderken içimden
mor bir kadın silueti
Bir kırmızı doğu akşamında yankılanan
Sahipsiz -piç- bir ağıt
Ve mor giydirilmiş bir yas bu...
Gri'nin ardından tutulan.