Sırtında sepetiyle, sevdalı yüreğiyle
Tırmanırdı dağlara, doruklara…
Önünde dik yamaçlar,
Ardında derin uçurumlar uzanırdı.
Gözünde gök mavisi, elinde dağ yeşili vardı.
Yayla yolları taşlı, yürürdü kalem kaşlı…
Tırmanırdı yüksek tepelere Gelin Ayşe,
Ağır yükler altında yürürdü Tonya güneşine.
Merhaba derken her yeni güne,
Sevgi yollardı içinden,
Yolunu bekleyen mektepli sevgilisine…
Yükü ağır, ayakları yorgundu,
Sırtında, ağırlığından ağır bir yükle her gün
Hüzün bulutlarını kovalardı gökyüzüne.
Karadeniz dağlarında umutlar üretirdi,
Her yeni güne, belirsiz geleceğe...
Gelin Ayşe, parıldayan gözlerine,
Sürmeler çekmek isterdi.
Aynada, saçlarının dalgalarını,
Gümüş tarağıyla taramak isterdi.
Gönlünce türküler söylemek,
Güneşli bir geleceğe yürümek isterdi…
Çile yüklü yıllardan sonra,
Fırtınalar kopsa da Ayşe’nin yüreğinde,
O, şimdi
Dağların ardında, ateşli bir isyan simgesi…
Bu dağlarda gelin olan, anne olan…
Kadere ve zulme başkaldıran bir uçurum çiçeği…
Yavaş yavaş tırmanıyor yine yamaçlara…
Selam veriyor yollardaki ağaçlara, kuşlara,
Özgür akan sulara, bozulmamış doğaya…
Mor Menekşe Gelin Ayşe,
Sevgiler sunuyor yine büyük insanlığa,
Türkiye’nin dağlarına, yaylalarına…
Saygılar sunuyor yine
Mavi ile yeşilin yaşam hakkını savunanlara…
Ahmet İNCE
18.10.2014,Trabzon
Kayıt Tarihi : 18.10.2014 12:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Karadeniz kadınlarının çileli yaşam öykülerinden bir örnek...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!