Çığlıklarım buz kesiyor etrafı
Beni deli diye bağladılar paslı zincirlere
Ekim soğuğunun soğuk kalpli kızı
Deli doğmuş içinden çıktığı mahzen karanlık
İki büklüm bedeni kenetli gecenin hüzünlü huzuruna
Kalbi kaosu pompalıyor
Sev beni içimdeki şehvet çocuğu
O çığlıklar sırf zevkten mi sanırsın ?
Kirli gövdelerdeki tohumları toplardım
Sevgi yetiştirirdim kendime
Ne kadar çok lazım olduğunu bilemezsin
Beyazlara bürünmüş şeytanlar gülümseyerek aldı onları benden
Geçmişim karanlık odalar
Çıkış kapısı yok
Efsun yağmurlarıydı göklerdeki , saçlarımızı ıslatan kederli bulutların hüzünleri
Ben ise o yağmurların altında hayal kırıklıklarımı çalıyorum piyanoyla
Parmaklarıma değen nefretin acısı var
Tahta bedenlere kor sıçramış
Yanıyor ruhlar
Bu sessizliğin acınası çığlığı
Geçmeyecek izlerine gözyaşlarını sürüyor
Doyasıya doldurayım kalbimi sükunet ile
Çığlıklar kulağımdayken yok oluşlarımı anımsıyorum
Asalet okyanusunda kırmızı huzur
Derinlerinde hafif hasarlı ceviz ağacından kutsal tapınağım
Tahta merdivenlerden inerken
Ağlayan soprano çığlıkları
Kan damlıyor piyanosuna her bi seste isyan beliriyor
Duvarda yalnızlığın imgeleri
Evimin önünde mezarlık
Ölülerle uyuyor bedenim
Kuru topraklar altında çürük cesetler
Rüyalarımda nekrofili bir ilişkinin meyvesini alıyorum ağzıma
Minik minik kemikler kusuyorum
Mozart'ın piyanosu kadar gürültülüyüm içimde
Bir gece üstünü örttüğün o yapraklar solarsa
Yağmurlarımı esirgediğimdendir
Dikenler batarsa ruhunun derinlerine
Acılarımı hediye ettiğim içindir
Yavaş yavaş yok oluyorsa hayallerin
Derin çukurlarda kederli sonsuzluklara düşüyorsun
Tıpkı tango gibiyim tutkulu ve hüzünlü
Kendi içimde yaparım bu eşsiz dansı
Kalbimin ateşinin ortasında
Ağzımda gül , dilime batan dikenleri
Kollarımda sonsuz yalnızlık
Beni narince tutar ve usulca bırakır yere
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!