zindandan çıkarılan özgürlüğün sesi mi
ak düşmüş karlar hangi yorgunluğun mevsimi
hangi söz mangasıdır seni kurşuna dizen
hangi güneş hangi ay hüznüne nöbet tutan
gökkuşağı hisleri yürekte ayrıştıran
hangi hülyadır seni hayal kentine atan
anlatıp yorulma gül ne çiçeksin bilirim
ben gülü de bilirim dikeni de bilirim
öpülesi ellerin kiremit üstü desen
parlak ve çisiltili merhamet rengi dokur
yağmurlardan aldığın her çizgi çaresizlik
şahdamarı yırtılan böğürtlende ruh bulur
sevincin kasasından düşer pırlanta ümit
mevsime kilit vurur zaman yağmaya çıkar
gamzendeki gizeme ödül koyarken ey gül
gözyaşlarınla bana ağıtlar söyleye dur
sar sevda yumağını düşünme sonrasını
ey gül serme üstüme aşkın mor hırkasını
poyrazın karanlıkta bulutu ağlattığı
hüzünleri savursan yel alır dargınlığın
dört nala yöneldiğin kederin kavşağında
atların yelesinden düşer kırılganlığın
cenneti cehennemden ayıran şelaledir
rüyalar ikliminde varlığın ve yokluğun
kuytu bir ihanete idam çıkan kararda
ey gül sesi kırılmış kalemdir suskunluğun
ben fıçıda oturan gün görmüş durgun deniz
sen sırça sarayında aşkı örseleyen iz
ben hüzün şairiyim mecnun’dan el almışım
bülbülden gam almışım leyla’dan gül almışım
aşkın mor hırkasını yalnızlık mevsiminden
gözyaşıyla ödemiş üstüne dil almışım
Kayıt Tarihi : 28.4.2006 23:32:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Halil Gülşen de Antoloji şairidir.
Hem de sadece aşk şiirleri yazar,azar azar...
TÜM YORUMLAR (1)