Ne çok ağıtlar yakıldı yazın ardından
Kim bilir gelmeyecek sandığımız günler yaşanıyordur
Onuru incitilmemiş bulutların ardında
Kimbilir
Güneş çok daha sarıyı bulmak için
Çekilmiştir kuytulara
Soğuğun dişi çelik
Soluğu jilet
Geçer sesimizden içeri
Sesimiz kendi
Kırgınlığıyla mor
Öyle
Salkım saçak değil
Öyle iri taneli üzümler gibi
Tatlı değil
Öyle hoş muhabbetler üstüne
Ekilmiş gülüşler gibi değil
Acıtmış etimizi
Vurmuş
Ve kanatmış tenimizi
Fondöten yalnızlığıyla
Cilalanmış
Mor işte
Kapatarak gözlerimizi
Kabul ettiğimiz mor
Geniş ve sakin cümlelerin sarayları
Ne zamandır yıkıldı
Üşüyerek beklediğimiz bütün allar
Ne zamandır mor
Uyursak duracak kalbimizin acısı
Dediğimiz gecelerin
Sabah sökümleri
Ne zamandır alengirli
Daha dün
Dün değil miydi
Biri bir filme gitmişti anlattı uzun uzun
Git sende dedi
Giderim dedim
Mor kolumun içinde yanıyordu
Dudağımın üstünde yanıyordu
Saçlarımın dipleri
Mordan alevler icindeydi
O filme giderim dedim
Kimse moru bilmesin
Benim cilâlarım dökülmesin
Geçmiş ve sakin cümleler eksilmesin
Uzaktan bir ateşin alevleri görünüyordu
Dağılıyordu isi
Mor mor
Bulutlar kaçıyordu
Balkon yorgun değilim
Taşırım seni
Otur geceler dünyanın morudur dedi
Herkes bilmez
Herkes bilmez
Mor sesimizin icindedir
Içimdedir
Mor tenimin üstündedir
Kayıt Tarihi : 24.4.2020 10:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!