Monolog Perde II - Eksik Belge

Selim Bayrak
252

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Monolog Perde II - Eksik Belge

……..Belgeler eksik kalmıştı, tamamlanamayan bir çok şeyin ardından kağıt üstünde de durum kurtarılamıyordu ne yazık ki... Beklenilen her şeyin kusursuzca halledilmesi değildi zaten. Ama ortada belli kriterler doğrultusunda düzenlenmiş olması gereken bir doküman sorunu vardı, çözüm zamanı çoktan geçmişti belki, ama iyi bir bahane bulunması bir gereklilik değil Zorunluluk'tu... Bahane uydurma konusunda bir o kadar yeteneksizdi-kendisi baştan sona bahane- sorumlu kişi.´bana ne dedi’ umursamaz bir tavırla, umursamadığı - arzusuna dur diyemeyen- arzularıydı. Arzu: bir o kadar bütünleşik bir o kadar bölünmüş çoklu duygu, benlik... Birdenbire boşalınca libido yeni bir dolumu beklemeden hayatı boşlatır ademe ve bir zaman sonra kah zamanlı birdenbireler yalama olur çıkar, sür-e-git kalır varlığı... Vazgeçmişse bir kişi, yeni bir umudun rahmine niye yatar. Yatılan rahim değildir, öyle zanneder bir çukura düşmüş safi... Bahane bir açıklama değildir, ve nedense karşıdaki öznenin bunu böyle kabul edebileceği varsayılır. Bir çok insan gündelik masallara inanabilir, ilahî adalet karşısında ise sadece nefis susabilir: varlığına kendisini inandırmak için…Gerisi beyhude bir debelenmedir. Susmak ise anlamlı bir uğraşı… Bununla ilahî olan karşısında yalnızca susmalı demeyi kastetmiyoruz ama onu konuşmak onu çoğu zaman azaltır ve ama çok nadirdir ki bir iç sesle dinlemek onu çoğaltmasın. Bir cemaat dedikodusu içerisinde konuşulup dünyevileştirilen ilahî'ler yaşamı bir cehennem azabına çevirebilir,cennet sevdası koşuşturmacısında. Bazıları buna da gerek duymaz, kolayca bir inana (İnansızlık inanına da) bağlayıp bu işi, ipe un serebilir: yaşama karşı kendisini en ucuzundan pahalıya satabilmek için... Açıklamalar daha da uzatılabilir ve daha da uzayacak muhakkak,ama yeterli bahaneyi yaratamıyor sorumlu kişi ve kendi vicdanı baş yargıç olacağından bu vakada, durum vahim anlayacağınız, ki vicdan da başlı başına sorunlu bir kavram: ilahi olanla dünyevi olanın metazori, eski püskü,eksik bileşimi- birleştirimi…sadece bu değil hissedilen duyumsamanın, duygunun içerimi. Vicdanı anlamak için bu alana yoğunlaşmak gerekiyor, çünkü her şeyde olduğu gibi hissiyatla anlam arasında uzlaşıyı kuran bu alan: neyi nasıl hissettiğimiz. Ne ‘post yapısalcı metinsel idealizm’ ne de ‘yapısalcı indirgemeci organik-mekanik sistemcilik’. Debelenmesi devam ediyor sorumlu kişinin: asla dindirilemeyecek ızdıraptan kaçınma hevesi. Öyküye yoğunlaşsa daha iyi olacak: halledilemeyecek doküman sorunumuza ilahi ya da dünyevi olmasa da vicdani bir açıklama getirir inşallah, İlahi olan muhtemel kabullenmez bu durumu ama dünyevi olan arzularının belirimi belli bir dindirilmenin doyumunda benlik çatışmasına son vermese de süresiz şarj eder libidosunu ve atılımlı bir kişilik olur çatışmalı ya da çatışmasız varlığı. İşte sorumlu kişinin kendini hala inandırmaya çalıştığı masalı: her şeyin ilahi bir biçimde dünyevi olarak düzelebileceği hurafesi. Sadece ruhu özgürleştirmeye çalışmak lazım, libidoyu boş ya da dolu karşısına alabilecek cesareti devşirmek.....

2005 - Kaynaşlı

Selim Bayrak
Kayıt Tarihi : 2.11.2008 18:23:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Selim Bayrak