BİLMİYORUM
Yine aynı terane mi? Aynı olan yaşananlar mı, yaşananlara bakış açısı ya da yaşananların seni getirdiği yer mi? Peki, aynı olan terane ne? başlığının adı “bilmiyorum” ama bilmediğin ne? “söyledim ya! ''bilmiyorum” peki,”bilmiyorum” sana ne ifade ediyor, hangi açılımı yaptıracak ki “ilham kaynağın” başlığın oluyor? “bilmiyorum! ” Eee! Yeter artık! Bu durum sonsuza kadar zincirlenebilir, ve bir açıdan sonsuzluk olan; ama bütünlüğünün, bireşiminin sonlu olduğu sen yine hay huyla zaman geçiriyorsun. Yapacaklarının adı, adresi, süresi, yeri, belli bir mekanı ve zamanı var. Onları kullanış, bir araya getiriş şeklinden rahatsızsın, ve de rahatsız olmak da bir; bir araya getiriş, kullanış olsa da, senin istediğin çerçevenin anlamını kavramak değil; çerçevenin içeriğini pratikle, elden geldiğince, göğü masmavi, toprağı kıpkızıl, denizi sap saydam resmetmek... ve bunu yapmaya çalışırken kazandıkların, en iyi ihtimalle, o da sadece “sihirli boyanın” kullanımına açılabileceğine inançsa, sorun aynı yerde değil: daha gelişmiş, farklılaşmış olgularla daha geri, basitleşmiş bakış açısı arasındaki “boyasız” çelişki. Birbirine bulaşamayan bu iki alan, doğal olarak, sorunlarının, sorularının ne konumunun, ne ayrı düştüğü, ne de aynılaştığı perspektiflerin belirlenmesine olanak veriyor. Ve yine felsefe, “geniş” felsefe... çerçevede yeni bir renk ortaya çıkıyor, ve aslında bu da içeriği zorunlu olarak içinde taşıyor; yalnız insan bu duruma düşmekle, yaşamını eziyet veren bir renksizlik olarak anlamlandırmaktan da vazgeçemiyor.
Kahretsin parantez, anti-parantez! Anlatmakta olduğum düşüncemi asgari düzeyde bile olsa anlamadım. Asgariliği belirleyen ne? bu da ayrı bir tartışma konusu; en azından, burada bu ana ait fikirlerin kaotik bütünlüğünü, kaba bir şekilde de olsa, bir fikir bağlantıları iskeletiyle inşa etmek anlamını taşıyabilir.
Nihayet! Yazımızın sonuna gelme zamanının sonuna geldik sayılır, ve işte anlamlı bir bitiş cümlesi, buyurun bu cümle daha doğrusu kelime ile,artık asgari bile değil imkansız da olsa
“total” olarak bu yazıyı anlayın, ister okuyan sen, ister okuyacak olan sizler, haberini alan onlar: BİLMİYORUM! ...
BİLİYORUM(Bilmiyorumun devamı ve arkadaşı)
Bu tavrı sana yakıştıramadım. “bilmiyorum” zaten bir “gerçek”, ve 'bilmediğimi biliyorum' diyorsan, bak bir bilme olayı söz konusu. Bilmiyorum diye başladığın bir yazıda bile anlamlı bir seslenişle son noktayı koymanı beklerdim:
Pes etmek yok
Adını koydun yaşam tarzının
Ve direnmek gerek ki
Son bilinç noktasına kadar
Sen değil zaman ve mekan harcansın
Sonsuzluğun ebedi ve çerçeve anlamı “O”
Ama tüketim son “bilinçli bilinç” noktasında bile herkese açık
Son nokta:
BEKLE SEVDİĞİM GELİYORUM! ...
VE İŞTE ŞİMDİ BEN BUNU
BİLİYORUM! ...
Kayıt Tarihi : 22.12.2006 02:02:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!