Bak lissa beyaz güller ak güller,
Nasılda açarak birbirini takip eder,
Açıyor bak işte sarmaşık güllerimiz,
Yassız matemsiz güne bakar.
Günün her ağarışında;
Gözlerim seni arar lissa
Kırmızı güller arsında,
Beyaz gelinliğin takılır,perde olur,
Gözlerimin önüne,
Sert mizacımla uyanıveririm hemen.
Sana birşeymi oldu diye,
Açıyor bak ak güller, kırmızı güller,
Sarmaşıklar tomurcuk olmuş,
Ağaran günü bekler.
Hatırla şimdi lissa
Günlerden kırmızı gülün açtığı günü,
Beyaz güllerin selam durduğu günü,
Gözlerimde fışkıran sevda ateşi vardı,
Ne gündü mona o gün,
Felekten bir gündü o gün,
Nasılda bakakalmıştım sana,
Elimde titreyen çay,
Beyaz önlüğümü batırmıştı.
Derken alıştım lissa,
Her sabah heyecanla kalkar,
Kırmızı tişörte kravat takar,
Onu görmek için,
Ekmek yemez, somunumu cebime kordum
Her görüşümde bir başka titriyordu dizlerim
Dilim kekelenir rengim solardı,
Tanıdık, tanıştık,derken konuşur olduk,
Ak gülleri kırmızı gülleri bulduk.
Hayatı ve öğrenciliği sever oldum,
II.
Sever oldum senide lissa,
Ve de sevmeni beklercesine,
Sınıflarımız tesadüfen aynıydı,
Bu belki kaderin ilk yanıydı,
Monna lissa bir başka bakıyordu,
Baktıkça yürekler yakıyordu.
Giren sızılar çıkmaz oldu dizlerimde,
Gayrı monna bir başkaydı aşikar gönlümde.
Monna yürek mi yakıyor ne,
Düştüm sonunu bilmediğim,
Sevdanın pençesine.
Kara haber vermişler ayrılık diye,
Söylemediler bu zamansız ayrılık niye.
Gidiyor yaslı gözlerle monna,
Korktum gitme diyemedim ona.
Gitti, ak güller elimde kaldı,
Kırmızı güller boyun büküp yasa daldı.
Ve ardından bende gittim,
Hatıraların uzak olduğu ellere,
Şimdi lissa yok artık
Demirden parmaklıklar koydular aramıza,
Böyle yazılmış alın yazımıza.
Nameleri gelir lissanın okurum,
Okudukça hasretlikle mekik dokurum.
Ah hasretliğin lissa ah
İlmik ilmik işledi yüreğime.
Hasret çekildikçe büyürmüş sevdalar,
Öyle derdi eski aşklar, eski sevdalılar.
Her şeyden betermiş lissa hasretliği,
İşte budur işkencenin en sertliği,
Ben yazarım lissa yazar,
Kalemler yorgun düşer artık,
Mısralar gergin suratım çatık.
Gel gör ki satırlar yaslı,
Az kaldı dayan lissa
Sevdamızda hasretlik varmış,
III.
Meğer sevdasız kalmak ne zormuş,
Son mektubunu da aldım; hasret çiçeğim,
Biter oldu gurbetliğimiz,
Geliyorum lakin kaldı mı ki mertliğimiz,
Geliyorum akgüller açtımı,
Kırmızı güller güzelliğini saçtımı,
Sarmaşıklar sakladımı, sevgimizi,
İşte geldim lissa;
Lekemi sürdüler hasretten sevdamıza,
Olmaz gülüm soldurma güllerimizi,
Ayırma kilitlenen ellerimizi,
Dayan;
Korkaklık girmiş yüreğine,
Gözmü deyirdiler mertliğine,
Yufkalanmak varmıydı
Mertliğin sevdalarında,
Yolumuz ırak, sevdamız çorak be lissa.
Sevdamıza mızrak çekenler mi var,
Varsa korkma;
Atılırız sevda katli saldırışa,
Korkma - ürkme, tasalanma sen,
Yürekli ol diyen, sen değilmiydin lissa;
Yaman sevdaları
yufka yürekler aşamaz diyen,
LİSSA;
ayrılık diye bir kavram yok artık,
silah dayasalar ensemize,
engel koyamazlar büyük sevgimize,
Ayrılığı unut lissa
Sarp kayalar sevdamıza yol olur,
Sarmaşıklar önümüzde sümbül olur.
Günler sevenlerin,
Güller sevgililerin,
İpleri gerseler boynumuza,
Sarmaşıklar süsler bizi,
Kılıçlar kuşansalar sırtımıza,
IV.
Kın olur kırmızı güller kılıçlara.
Pusatlansalar bir gün ağartısında,
Korkma lissa;
Ak güller pusatlara mermi olur,
Tasalanma;
Titre de kendine gel,
Ver ellerini elime,
Deysin sıcak tenin tenime,
Sarıl, sarıl ki hasret koksun yüreğim,
Gülsün gül yanakların,
Sevda şarkıları söylesin dillerin ve dudakların.
Sar ellerini boynuma,
Hasretle kucaklaşalım artık
Ah lissa ah kıraç topraklarda açan çiçeğim,
Çarmığa da gerseler bizi
Seni mezara kadar seveceğim.
Kayıt Tarihi : 10.10.2005 12:47:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!