Ey Mona Lisa,
Floransa’nın sabrından süzüldün,
Fırça seni zamana ilikledi.
Dört yıl sustun bir tuvalde;
Dünya, sükûtu senden miras aldı.
Saraylar eğildi gölgene;
Taş, mermer ve altın,
Senin dudak kıvrımında anlam buldu.
İmparatorlar geçti adının kıyısından,
Sen kaldın.
Zaferler paslandı, bakışın eskimedi.
Yüzünde çağların nabzı vuruşur;
Ne tam sevinçtir bu, ne saf hüzün.
Sen, bilinen her duygunun
Bir fersah ötesinde durursun.
İnsanlık, aynasını senin yüzünde sınar.
Ellerin...
Bir kader gibi kilitli.
Sanki çözülse,
Gelecek, ağzındaki mührü kıracak.
Zamanı parmak aralarında sağarsın,
Tarih senden izin alır yürümek için.
İpek elbisen yüzyılları kuşanır;
Modalar ölür, sen yaşarsın.
Kimliğin bir sırdır;
Bir varlık mı, yoksa boşluğun yankısı mı?
Tarih, karşında hâlâ dilsiz.
Ardında kıvrılan yollar,
Dağları düşünceye, gölleri hiçliğe bağlar.
Bakışın bir tüneldir:
Başlangıcı yok, sonu sonsuzluk.
Ey Mona Lisa,
Adı tarihe kazınmış, kendisi tarihten taşan...
Bir resim değilsin, zamanın nabız atışısın.
Gizeminle değil,
O suskun kudretinle ölümsüzsün
Kayıt Tarihi : 29.12.2025 22:40:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!