Modern Dünyanın Yapay Mutlulukları

Gül Kabacaoğlu
119

ŞİİR


2

TAKİPÇİ

Modern Dünyanın Yapay Mutlulukları


Hayatımızı betimleyen tek bir an vardır, o anı yakaladığımızda yaşadığımızı hissederiz. Yaşadığımız hiçbir şeyin tesadüf olmadığını fark ettiğimizde ise, hayatın anlamını kavramaya başlarız. Tabi ki zaman izin verirse…
Hayat bitmeyen bir hikâyedir ve bizler bu hikâyenin birer kahramanıyız. Ve çoğu insan hikâyesini yanlış yazar ve pişmanlıklarıyla tükenir mürekkepleri. Çünkü zaman affetmez. O tek anı kaçırdığımızda çoğu zaman ikinci bir şansı asla yakalayamayız. Kaçırılan her an, aslında özden uzaklaştırır farkında olmadan. Çünkü bu öyle hassas bir dengedir ki; önce masumiyetimiz kaybolur, ardından teslimiyetimiz terk eder değerlerimizi ve en sonunda kendi hâkimiyetimizi kaybeder ve özü kaybedenlerin esaretinde buluruz çaresiz benliğimizi. En kötüsü de; hiçbir zaman farkına varmadan yaşamın sona ermesi olurdu herhalde…
Çok acımasız bir olan bu virüs sizi tek bir noktadan vurur. Kalbinizden… Çünkü ruha açılan tek kapının anahtarını kalp korur. O yüzden yapay dünya sizi ele geçirmek için kalbinizi hedef alır. Kalbi kırılan insanın hikâyesi değişir. Yaşamak istediği hayatta arafta kalır. Acı çeker, ama dönüştüğü acımasız kimliğin kaynağı; acıdan mıdır, yoksa yitirilen güven duygusunun tekrar acı çekerim korkusuyla oluşturduğu kalkan mıdır bilmiyorum. Farkında olmadan yavaş yavaş kırılmamak için kıran ve zamanla modern dünyanın çıkar ilişkilerinde hikâye kovalayan modern dünyanın, yapay mutluları olurlar.
Yapay dostlar, yapay âşıklar, yapay kankitolar, çikitalar vs… Trajikomik hikâyeler. Acaba yapay da olsa mutluluk güzel mi, o kafayı mı denemek gerek. Hımmm küçük bir düşünme molasından sonra gerçek olmayan hiçbir şeyin hikâyemde yeri olmadığını söylesem yalan olmaz. Benim hikâyem sessizliğimde saklı, çekip gidişlerimde… Öyle sinir bozucu bi farklılığım var ki; kızdığımda bile mimiklerim güler gibi… Yükseleni Koç, ay burcu Terazi olan bir Kova kadınını NASA bile çözemez sanırım. Damarlarımda bu virüse karşı taşıdığım antikor olmasaydı, hayat daha mı kolay olurdu bilmiyorum. Ama Tanrı yer yüzüne inse, nefesiyle yüzüme üfleyerek hafızamı silse ve bana kalemimi baştan vererek yazmamı istese aynı hikâyeyi yazardım herhalde. Çünkü her yaşanan farkındalığımızı arttıran bir öğretidir. Hatalar insana mahsustur. İnsanlar hata yaptıklarında değil, hatalarından ders çıkarmadıklarında değersiz hissederler. Acılarınız sizi yenerse zalim olursunuz, ama siz acılarınızı yenerseniz olgunlaşırsınız. Tevekkül kolay değildir. Güçlü bir yürek, sağlam bir irade gerektirir. İşte o herkes de olmadığı için modern dünyada kaleme aldığım demode hayatımda, tamamen organik bir hayat yaşıyorum. Gerçek dostlarımla, mutluluğumu, acılarımı dibine kadar yaşıyorum. Çok konuşuyorum, çok ağlıyorum, çok gülüyorum, üzgün ya da kızgın olduğumda çok susuyorum, konuşamıyorum. Çünkü hayatı hissederek yaşıyorum. Modern dünyanın yapay insanlarına göre defolu olsak da, gerçek hayatlarda “The Original” insanlarız.
Saygı, sevgi ve umut dolu …

Gül Kabacaoğlu
Kayıt Tarihi : 27.6.2020 13:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Hayata dair, düz yazı...

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Gül Kabacaoğlu