Aç ve açık kalıp,
bizim için ateşlerde yandın,
duayla yatıp, duayla kalkan,
nur yüzlü bir insandın,
anacım bilinmeyen surette,
baştan aşağı sabır,
ekmeğinin peşinde koşan,
baştan aşağı kavgaydın…
Hastalık dinlemez yürürdün,
secdede her dakika hakka,
girdiğin cennetlerde,
bizlere de bir yer sakla,
evlatların olmazsa,
cennete de girmezsin, bilirim,
sen safların safı,
merhamet abidesi anneciğim...
Gözlerimin önünde,
seccadesinde dua etmekte,
yürür anneciğim,
ayaklarının altındaki cennette..!
Herkesin annesi kutsaldır,
benimki başka!
düşündükçe annemi,
gözyaşlarıyla gelirim aşka,
ah! şöyle oturup karşımda,
bana nasihatler verse,
güngörmüş sözlerinin,
her birisinde vardı bir hisse…
Ağlamak mekruhmuş,
ölüm hak, ilahi derim dururum,
affet anneciğim,
dayanamam ağlar, kötü çocuk olurum,
gitmiyor gözlerimden,
doyamadığım pamuk saçların,
Rabbimin yolunda dökülürdü,
hep gözünden yaşların…
Sefalet, ayrılık ve ölümler,
yüreğinizi yaktılar,
Mize’nin yolları,
hepinizde annemlerin hakkı var..!
meşhur olmuş,
biliyor musun anneciğim yeğenini,
unutmuşlar Mizede’ki mezarında Ali kardeşini…
siz anaların anası,
dertli Saniyeden doğdunuz,
kendinizi Samsun, Almanya,
gurbetinde buldunuz,
kardeşinin oğlu,
halasını tanımayan şöhretli Tarkan,
senin oğlunda,
milletine hizmetkâr Mehmet Arslan…
Gözlerin görmezken bile,
kimseye yük olmak istemezdin,
kalmadı bu dünyada,
anacım senin şerefli neslin..!
öğrettiğin gibi,
hakkın yolundan ayrılmayacağım,
her nefes alışımda da,
sana rahmet yollayacağım…
2014-Atakum
Kayıt Tarihi : 8.6.2016 10:01:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Rahmetli annem Lütfiye Arslanın anısına...
TÜM YORUMLAR (1)