Mısralar Seni Anlatır Ey Sevgili

Gözlerinden sürgün olmuşum yâr,
Dünya gurbetinde yapayalnız kalmışım.
Her yerde senin izin, senin hatıran var,
Ayrılıktan yana hissemi tam almışım.
Umut kemendine sımsıkı sarılmışım,
Sana değil gülüm kendime darılmışım.

Karanlık gecelerde hep seni andım,
Belki sesime ses verirsin diye.
Ben hep umudun gücüne inandım,
Her şerri kendimce yordum iyiye.
Bir seni, bir memleketimi özledim,
Her gün, her mevsim yollarını gözledim.

Taş duvarlar üzerime yıkılır sanki,
Hayalin gözlerimde canlandığı an.
Aşk türküleri seni söylüyor inan ki.
Saatler hasreti vurduğu zaman.
Şiirler bilirim hep seninle ilgili,
Mısralar seni anlatır ey sevgili.

Masamda siyah beyaz fotoğrafın,
Radyoda sevdiğin şarkı çalıyor.
Tadı yok sensiz hiç bir tarafın,
Bana yine hicran ateşi kalıyor.
Sensin benim derdime derman,
Sensizlik oluyor katlime ferman.

Senden ayrı kalsam da sevdiğim.
Sol yanım hep seninle doludur.
Ömrümü uğruna harcayıp serdiğim,
Bu sevda bir bilinmezlik yoludur.
Gönlüm geçmez sen gibi güzelden,
Zulamda adın saklı ta ezelden.

Zindan gibi sensiz geçen her günüm,
Müebbet ceza yemiş mahkum gibiyim.
Bilmem ki ne zaman biter sürgünüm?
Gide gide bitmeyen yollar gibiyim.
Şiirler bilirim hepsi sana çıkan,
Mısralar vardır insanı derinden yıkan.

Vuslat bizim için bir hayal oldu,
Olsun gülüm olsun ne çıkar?
Her yanımıza ayrılık ateşi doldu,
Dolsun gülüm dolsun ne çıkar?
Sen iki cihandan da güzelsin,
İki cihana mana veren sensin.