Öyle çok bir şey değil.
Anne,bak acın acıma karıştı
Ağlarken seni,kan kaybından ölmekteyim
İntihar ipi,boynumu duvara asmamak için benimle savaştı
Elimdeki plesebolarla sana son sözlerimi söylemekteyim
İnişlerin kezzaplı yokuşlarında ilerlerken
Adının karanlık dehlizlerinde seni sayıklamak için çarpıyor dilim
Zamana sığınarak aczleşiyor eklemlerim
Ellerim çarpıyor pervasızca silahından çıkan kurşunlara
Biliyorum,koşuyorum
Yağmur sağanak sağanak yağmasa da taşıyorum başımda evimi
Kalbimin yerini bulamıyorum,
Ellerimle bütün vücuduma dokunduğum halde sesini işitemiyorum,
Ciğerimi hançerin ucuna takıp eline verdiğim halde,
Yüreğimi sana bahşedemiyorum,
Baba,
Özür dilerim.
Henüz bana almadığın çiçekleri saksıya dikemedim.
Bahçemize ektiğin portakal ağacının suyunu da vermiş değilim.
Bakkal Rüstem amcadan ise henüz senin gözlerin için bir nazar duası da isteyemedim.
Senin kurduğun gökyüzünden kendi salıncağımı sallandırmış da değilim.
Yemeklerin tuzunun ayarını hesap edemiyorum,kabul.
Yağmur karşılıksız yağsın toprağa
Güneş doğudan doğsun sadece
Sen aydınlıkta kal ben karanlığa sürerim yüzümü
Razıyım
Razıyım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!