Kalbimin üstündeki sensizlik buzulları çözüldü.Küresel ısınma tutuluşu bitirdi.Yüreğimin üstünde nimet olarak kalan “ yar” perden var.
Bir sevda tahtına hükümdar olduysam kısmetimin yazgısını taşıdığımdandır.Hükümranlığım kimliğini senin yüreğinden almış olmalı yıllardır içimin sultanı olarak kalıyorsun.
-Sevgin bir kereleri özetsiz yaşatıyor. Dedim ya aşk tek heceli olduğundan seni bir kere sevmemi, ikinci görmediğimden yeniden seni görmüş gibi yaşamanın bir’ ile birilerindeyim.
Bir sevda eşiği kurulmuş kapılar arkası kapılar, ardında perdeler arası perdeler, gizemler arası gizemler, sırlar arası sırlar ve bir söz arası suskunluk…
“ Sır sahibi, yüzlerce dil bilir.” Mevlana
Meğer yüzlerce değil, her yüzüne yüzlerce yüzüm varmış.Bir kadının bir yüzü yoktur Mislina.
-Her duygusu bir yüz, her yüzü binlerce iç yüzden oluşmuş sevgiler, ilgiler, beğeniler, şımartılmalar, romantizmler, kadınsılıklar sırrıdır kadın. Bir kadın tanıdım demek yanlış olur, bir kadının yüzlerce yüzünü tanımaya aşk da ömür de yetmez.
Ben sırlarımın kumandanıyım. Seninle yaşanmış, anlatılmaz, aktarılmaz sırlarımız var. Her sır onlarca filmin senaryosu gibi oynanır içimde. Kumandası elimde kanal kanal, yalnız ikimizin bildiklerini izliyorum, üstelik sıkılmadan, hayallerimizi de sarararak.
-Sırlarına kadar sevdim ki kalbin sırrı ifşa olmasın diye Mislina.
Bütün ruhların yaratıldığı sırrın aynasındayım.Seni sordum öncelerin sessiz gizemine. Senin öncelerindir sonralara katan.
-Yani ben, senden öncelerine katılmış kader mebusuyum. Yüreğimin halkı gönül meclisine beni seçtiler.
-Aşkı aydınlatan gözlerinden , geceleri ağlatan sözlerinden, bir de beni ölümsüz kılan sevginden dünyanın tutulmayacak dallarına tutunuşum sendendir Mislina.
Her sevgili tanıdık bir gizem aynası.Taranmamış anlarım var.Yaşanmamış yazgılarımın adresiz kaçışları var.Kaçkın bir ömrüm var ütülenmesi gereken. Irkı olmayan demlerim var zaman ülkesinde kalan.Kalbimi kalbine tanıtan eliflerim var.Baş harfini yazdıran aşk yazgılarım var mecralar kendi sunularını yüreğinin slaydında sunarken.
- Ezeli uğultunu duyan içimdeki çocuğun aşk kulaklarıdır.Aşık her yer de söylenmiş sözlerini duyar.Sakın beni unuttuğuma dair sözler sarf etme kırık kalpler meclisinde.
Gözlerin kahve diye bakışmanın tüccarı oldum. Sözlerin büyülü diye sözsüz yazılışların büyücüsü oldum.Tenin beyaz diye tinlerin ten atlasında renkli aşklar tanı oldum, gün’eşine yakın olmak için.
Sevilme simyanın karışımı olan ilgilerin bilinmez kimyasında seni anlatan elementlerin simgesi oldum. Kötü talihlilerin tarihçisi olup mutlu yarınların arşivini kurdum. Artık talihine tahinler karıştırdım. Artık aynı duyguların kahvaltısında yenilecek güzel zamanlarımız var Mislina.
-Hatıraların saklayamadığı beni hatırlatma duvarında yazılmamış sözleri oku.Ben oradayım.Yaşanmamışların iç gözüyüm, sana diyemediklerim cümle dilencisiyim.
-“Annen, baban hayrına bir öpücük istedim”
Bir ihtilal avuntusu gibi hilal kaşlarının sırrında kalmışsam sevginin vatanındandır. Yüreğimin vatansız bırakamazdım.
-Her şey bir güzelle güzel olacak. İçinde sakladığın Yusuf yüzlü benim.Züleyha sırlarını bilirim. Beni baştan ve aşktan çıkaracak meyillerine maziyim.
-Bir ah çektin bütün dünyam yıkıldı.Ahında ölen ahuların meşk merasimlerine katılma sakın.
-Bir hu kadar yakın, bir su kadar berrak, bir avuç toprak kadar yüreğime yakın, bir,” bir “ kadar bir olmaya kader bir gidişin merkezinde gönlündeki merkezkaç sevdanın varisiyim.
-Varsıl sırlarının soyut ışığında sonsuz nurların yansık huzurunu buldum.Bu yüzden , geleceğinin yüzünden güleç yüzler derleyip sende kaldım Mislina.
Kayıt Tarihi : 29.6.2012 11:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!