gel bu gece misafir ol bana
sana ikramda bulunayım
ay şavkı vursun yüzümüze
gül tadında İsfahan çayını yudumlarken
patavatsızlığımı hoş gör
belki dağınıktır hayatım
belki boş vermişim ehl-i dünyayı
fakat gözlerime son kez bak
belki düşüp kırılmıştır gözlerimdeki umut
belki solmuştur benzim
fakat türkülerim var sana adadığım
kaç zamandır beyaz güvercin besliyorum
her kavgamızın sonunda uçurduğum
ayaklarında pranga, gagasında karanfil
yüreği sevdamıza kefil
gel misafirim ol bu gece
kirmanşah halılarını sereyim ayaklarına
kıymetini bileyim her dem gibi
belki yorgunum
belki yoksulum
belki de mahcup
ama sahicidir ikramım
sana sunduğum emeğimdir
emeğimle büyüttüğüm ve yücelttiğim
duygularım
çiçeklerim
ve bir daha olmayacak benliğim
yani kendim… Kendimde seni yüceltmek
her şeyi aradan kaldırıp sadece “sen” kalmak
kaldırdım bütün perdeleri aradan
yokluğunda ben diriliyorum
dirilliğimde yaşayan sensin can…
gel misafirim ol bu gece
sana sunayım gecenin bahtına düşen ne varsa
suskunlu, göz göze geleceğimiz an
tütsüler loş ışıklarla yandığı an
efsunlu kokuların kuşattığı an
her şeyin durduğu zaman
gecenin bahtına söyleyelim notasız şarkılarımızı
her şey aslına dönsün bu gece
sana hayatın bütün güzelliklerini feda edeyim can…
belki divaneyim
belki serseriyim
beklide sadece sen’im
sadece sen ve sen yaşanılan
gel misafir ol bu gece bana
tanırı misafiri
ama tanrının evinde ebedi kal can…
Kayıt Tarihi : 16.10.2007 10:25:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!