''Misafirim, dedi,
bu gece size,
yok mudur evinizin
uyulacak kuralı? ''
Olmaz olur mu
bu evde kural..
bu ev udsuz kemansız
ama cumbalı.
olta atıp gökyüzüne
allı pullu yıldızları çekeriz,
mangalda güneş durur,
yıldızları eritiriz..
Oturduğun masa safir,
balkon gümüş taçtır
gülsüz bahçeye..
Dikkat et gözlerine
mahsun misafir;
Baktığın heryer aydınlıktır
zehir geceye...!
Yaslan şöyle sahile,
ve ruhunu merhamete
açık tut,
gönlüne rahmetin dalgası vuvur..
Bu evde geçersiz,
şan, şöhret, gurur..
tabağında bulut...
kadehinde saf yağmur...
Bu ev udsuz, kemansız,
umutsuz çıkılamaz sofaya,
dilersen ayı süzüp eleksiz,
lekesiz un gibi sunacağım
sofraya..
Ve son kural..
Kendimiz ışıyalım aysız gecede,
kedersiz gülüşle, ömrümüz bitsin..
oturalım cumbalı bir evin
kudsiyetinde,
biz zamanı, zaman bizi eritsin.....
Bana uyar, diyorsan;
Hoşgeldin!
Yüreğin kaldırmayacaksa
git hemen,
anlayınca gelirsin..!
14 Mart 2002,merter
Nurcan Işık
Kayıt Tarihi : 3.3.2010 17:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!