Mirim Çelebi (Gülce-Buluşma) Şiiri - Yor ...

Feyzullah Kırca
342

ŞİİR


9

TAKİPÇİ

MİRİM ÇELEBİ(Gülce-Buluşma)

Sonsuzluk ruhumuzda yanıp duran meşale
Sevgiye düş toplarız, hele bakın şu hal’e
Donan düşlerimizi, sıcacık tutmak için
Ay toplar umutlar da, gözler arar hep hâle
…Derin koylardaki tufanlara aldırmadan

Tamamını Oku
  • Yener Sezgi
    Yener Sezgi 08.12.2010 - 23:48

    Feyzullah bey bu çalışmanızdan dolayı ve Güldeste Grubumuzda Ayın Şairi seçilmenizden dolayı sizi kutluyor ve başarılarınızın devamını diliyorum. Selamlar

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 08.12.2010 - 23:41

    -✿ AYIN ŞAiRi Feyzullah Kırca -✿ KUTLUYORUZ✿ -


    Güldeste Şiir Grubu/nda seçici kurul tarafından; AYIN ŞAiRi seçilen
    Feyzullah Kırca beyefendigi can-ı yürekten TEBRiK ediyoruz...
    En güzel şiirlerinden biri ile bu güzel başarısını KUTLUYORUZ...


    -★ Güldeste Şiir grubu kurucusu★ -
    -✿ Fatımâ Hümeyrâ Kavak ✿


    ★ ★ ★ Seçici KURUL★ ★ ★

    - ★ Yener SEZGi
    - ★ İrfan YILMAZ
    - ★ Hamit Korken
    - ★ Zeynel Açıkgöz
    - ★ Melih BAKi
    - ★ Bekir URFALI
    - ★ Feyzullah KIRCA
    - ★ Mustafa SERHATLI
    - ★ Mustafa Erol
    - ★ İbrahim YILMAZ
    - ★ Deryâ SEZER
    - ★ Necdet EREM
    - ★ Recep AKIL
    - ★ Mehmet NALBANT
    - ★ Arif TATAR
    - ★ Fethullah GÜMÜŞ
    - ★ Şaban YÜCEL
    - ★ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
    - ★ Mücella PAKDEMiR
    - ★ Fatma NAZ
    - ★ Birgül AFŞiN
    - ★ Canan EREREN
    - ★ Fatimâ Hümeyrâ KAVAK
    ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★

    MİRİM ÇELEBİ(Gülce-Buluşma)



    Sonsuzluk ruhumuzda yanıp duran meşale
    Sevgiye düş toplarız, hele bakın şu hal’e
    Donan düşlerimizi, sıcacık tutmak için
    Ay toplar umutlar da, gözler arar hep hâle
    …Derin koylardaki tufanlara aldırmadan
    ….Koşar yarınlara, başarmak için ruhlarımız,
    …..Geçmişten geleceğe koşan ruhlarımızdan
    ……Biri daha olan, bir başka çelebiden
    …….On altıncı yüz yılda yaşamış,
    ……..Mirim Çelebi’mizden bahsedeceğim;

    Solan düşlerimizin, özenle pasın biler,
    Gafletin uykusundan, uyanmamızı diler,
    Gönülden nidamızın sesini duymak ister
    Asıl adı Mahmut’tur Mirim Çelebi’mizin
    …Tanınmış Osmanlı matematikçisi,
    ….Astronomi alimlerimizdendir kendisi.
    …..Bu alanda çalışmaların
    ……Devamıdır elbet soyundan beklentisi.

    Bin dört yüz yetmiş beş, civarı bir yılda
    Aydınlık bir şafağa, göz açar İstanbul’da
    Sonsuza uzanmaya, kanat çırparak koşar,
    Dudağında bir gülün, sevdası vardır kulda
    …Hem Ali Kuşçu’nun hem de Kadı zade’nin
    ….Yanaklarına ay düşüren torunları oldu.

    Dede oldu kendisine, namı değer Hoca Zade,
    Mirim Çelebiye oldu, biricik kızı valide
    Kutbettin Mehmet olunca, saygıya değer babası
    Meşhur âlim Ali kuşçu, baba tarafından dede…
    …Babası Kutbettin Muhammet’tir
    ….Mehmet’in yanında söylenir ona,
    …..Birde böyle bir ifade…

    İstanbul’da demlenerek, medreselerde okudu
    Ilık yaz akşamlarında, akşam otları kokudu
    Gönlü ilim ilim dolup, desenli kilim dokudu
    Dokudukça tezgâhında, yaklaştı hep maksudu
    …Bursa manastırında hoca iken
    ….Genç yaşta vefat edince babası,
    …..Dedesi Hoca Zade,
    ……Yanına alıp, yetiştirmek için oldu hem de hocası.
    …….Sinan paşa’nın hizmetine girmiş iken,
    ……..Ondanda ders almaya gayretliydi çabası.
    Önce İnebolu da, müderris oldu
    Edirne’den sonra Bursa’ya yol buldu
    Son gayretle gün ufka batıp giderken
    Bir sonraki güne hazırlanır erken
    …Medreselerinde yetiştirmek için umuda yelken,
    ….Her türlü emeği ve çabayı esirgemedi.
    …..Gönüllerin geleceğe olan sevdasına,
    ……Uyanmak için uykudaki derinlerden…

    İkinci Beyazıt Han’ın, şehzadelik döneminde
    Hocası olup ders verdi, hesabi ilimler derdi
    Riyaziyat derslerini, öz belleğine gönderdi
    İlme irfanla çalışıp, oldu her an öneminde

    Yaprak dala sarılır, dal dediğin gövdeye
    Söz güler; gökte güneş, düş saklar hep sevdeye
    Dünya’nın sahnesinden, nice mevsimler geçer
    Çalışırlar her daim, azık dolsun heybeye…

    Kulaklarımızdadır hep yaşam ezgileri
    Koşarız peşlerinden, bizlerde bu sevdaya,
    Asırlar geçse silinmez, yüksek yaşam çizgileri
    Onlar gidiyordu aya, biz kaldık bu yolda yaya

    Hocalık etmişti şehzade şahsına
    İkinci Beyazıt geçince tahtına
    Önemli makamlar görev yeri oldu
    Mirim Çelebi’nin güzide bahtına

    …Bin beş yüz on dokuz yılında;
    ….Yavuz Sultan Selim zamanında
    Kazaskerlik görevine, çıkar birde hayat yolu
    Görevde yükselip oldu, görev yeri Anadolu
    Dudaklarında bir gülün ebedi sevgisi vardı
    Aşkla susamış dilini, o güle salâvat sardı

    …Mirim Çelebi, Kısa bir süre sonra
    Emekliye sevk edildi, görevden azledilerek,
    Hayatının sonlarında, hacca gitti bir kafile
    Say edipte vakfe durdu, öncesinde tavaf ile
    Hac görevini yapınca, ilahi haz edilerek
    …Dönüşünde Edirne’ye yerleşti.
    ….Bir dalganın köpüğüyle üşüdü sözleri
    …..Gün ufuktan batıp giderken son gayretle
    ……Her bir tarafı bin bir renge, boyamak isterdi gözleri…

    Ağaçtan sararıp ta, düşen her yaprak gibi
    Eğilip döner beller, toprağa orak gibi
    Çalar Cebrail melek, onunda kapısını
    Bin beş yüz yirmi beşte, mertek yapısını
    …Defnederken Kasım paşa Camii avlusuna
    ….Döşerler sıra sıra tahtalarla…

    Tiren yürürü her an, yürüyor hala bilsen
    Kimi namaz öğretir, görevli kondüktöre
    Marşandiz karası var, hele söyle! dilsen
    Kimi kendin kandırır, ebedidir der; küre…
    …Kimi arzular peşinde koşar,
    ….Şeytanı memnun ederken, böyledir der töre…
    …..Merhum Mirim Çelebi
    ……Yaşamadı hayatını şeytana ve nefsine göre.

    …Yüce yaratıcı, ulu rabbin yolunda
    ….Rızaya istikamet için, aşkla ve şevkle doldu
    İki büyük astronomdan, torun diye destek buldu
    Fikriyat gelişmesinde bunun çok etkisi oldu
    Zor olmadı bu sebeple, kendisine yön bulması
    Bir sevdanın sarnıcında, arşa sevda dolması
    …Dedesi Ali Kuşçudan sonra,
    ….Osmanlı devletinin ilim hayatında
    …..Geometrinin gelişip ilerlemesi için
    ……En çok çalışan kişi olması…
    …….Matematik ve astronomi alanlarında
    ……..O dönemin en çok tanınan kişisi haline gelmesi…
    ………Tesadüf değildir diye;
    ………..Kaydı düşer, okunası beyaz yaprağa.

    …Özenti duyarak karıncalara,
    Arıların metrelerce gidip yaptığı ballarına
    Tohumlar dökerek gidilesi zirvenin yollarına
    Yüreğine tutunarak uzandı bilim dallarına
    Haylaz vakitlerden kaçarak gün toplayıp kollarına
    …Özlemine sarılarak yarınların, arşa merdivenine,
    ….Uluğbey’in ünlü ‘Zeyç’i olan eserini
    …..“Cetvelin Düzeltilmesi ve Çalışma Kılavuzu” adlı kitabına
    ……Kendi görüş ve düşünselleriyle birlikte
    …….Farsça olarak şerh etmiştir…
    .……..Çalışmaların devamında büyükbabası
    ………Ali Kuşçunun Astronomiyle ilgili eseri
    ……….‘Fethiye’ adlı risalesini de şerh etmiştir…

    Dişlerinden akınca bedenin yorgun teri
    Kazandı göğsündeki en sancı dolu yeri
    Bin emekle eritti, sırtında yüz dağları
    Yorulsa da koşarak kucakladı çağları
    …Matematik ve astronomi ile ilgili vardır
    ….Yazdığı bir çok eseri halesi,
    …..İkinci Beyazıt’a sunulmuştur sekiz adet risalesi
    ……Bunlardan başka trigonometriye dair
    …….Bulunur çoğu Farsça yazılmış eserden gül lalesi
    ……..Hepsi birer aydınlık meşalesi…

    Matematik sahası bilimlerin yanında
    Türkçe ve tarih kokar, kıp kırmızı kanında
    Yanaklardan ay düşer, yıldız parlar alnında
    Türk dediğin doğruluk, dürüstlük vicdanında

    Heyet ve müsellesata dair eserlerle ünlüdür..
    İnsanlığa sevgi dolup taşan, coşan yeri gönlüdür
    …Batlamyus’un bin dört yüz senelik
    ….Hiç itirazsız kabul edilen
    …..Dünya merkezli kainat sistemi görüşünü
    ……Yıkma çabalarına, Kopernik’ten yirmi yıl önce başlamış
    …….fakat teorisini açıklamaya ömrü yetmemiştir,
    ……..Çünkü ömür dediğin, zamanlı ve günlüdür….

    En ünlü öğrencileri; Ali el Muvakkit ile
    Filozof ve de tarihçi, ünlü Taş Köprülü zade
    Geleceğe gelsin diye, peşinden nice öğrenci
    Yetiştirdi hepsini, hepsi bu yolda azade
    …Osmanlı edebiyatında en bilinen eseri
    ….‘Munyet El Seyyadin fi El Av’ dır.
    …..Astrolojiye dair en bilinen eseriyse
    ……Türkçe ‘Mesaili Mirim Çelebi’ adlı eseridir.
    …….Yeşerip filizlensin diye, geçmişten geleceğe
    ……..Tohumlar bırakır hala toprağa…

    Güneşlere sıvanır, bir gün elbet gülüşler
    Yaratanın rızası, içindir son dönüşler
    Aşacağız vuslatın, görünmez surlarını
    Belki bizde cennete, atıp giriş turlarını
    …Buluruz orada kendimize yer…
    ….Yoksa bu akılsız başın götürdüğü
    …..Bencileyin, orada ne eder….

    Feyzullah Kırca
    Akbaşlar Köyü / Dursunbey


    Feyzullah Kırca

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 08.12.2010 - 23:41

    -✿ AYIN ŞAiRi Feyzullah Kırca -✿ KUTLUYORUZ✿ -


    Güldeste Şiir Grubu/nda seçici kurul tarafından; AYIN ŞAiRi seçilen
    Feyzullah Kırca beyefendigi can-ı yürekten TEBRiK ediyoruz...
    En güzel şiirlerinden biri ile bu güzel başarısını KUTLUYORUZ...


    -★ Güldeste Şiir grubu kurucusu★ -
    -✿ Fatımâ Hümeyrâ Kavak ✿


    ★ ★ ★ Seçici KURUL★ ★ ★

    - ★ Yener SEZGi
    - ★ İrfan YILMAZ
    - ★ Hamit Korken
    - ★ Zeynel Açıkgöz
    - ★ Melih BAKi
    - ★ Bekir URFALI
    - ★ Feyzullah KIRCA
    - ★ Mustafa SERHATLI
    - ★ Mustafa Erol
    - ★ İbrahim YILMAZ
    - ★ Deryâ SEZER
    - ★ Necdet EREM
    - ★ Recep AKIL
    - ★ Mehmet NALBANT
    - ★ Arif TATAR
    - ★ Fethullah GÜMÜŞ
    - ★ Şaban YÜCEL
    - ★ Mübeccel Zeynep ÜNALAN
    - ★ Mücella PAKDEMiR
    - ★ Fatma NAZ
    - ★ Birgül AFŞiN
    - ★ Canan EREREN
    - ★ Fatimâ Hümeyrâ KAVAK
    ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★ ★

    MİRİM ÇELEBİ(Gülce-Buluşma)



    Sonsuzluk ruhumuzda yanıp duran meşale
    Sevgiye düş toplarız, hele bakın şu hal’e
    Donan düşlerimizi, sıcacık tutmak için
    Ay toplar umutlar da, gözler arar hep hâle
    …Derin koylardaki tufanlara aldırmadan
    ….Koşar yarınlara, başarmak için ruhlarımız,
    …..Geçmişten geleceğe koşan ruhlarımızdan
    ……Biri daha olan, bir başka çelebiden
    …….On altıncı yüz yılda yaşamış,
    ……..Mirim Çelebi’mizden bahsedeceğim;

    Solan düşlerimizin, özenle pasın biler,
    Gafletin uykusundan, uyanmamızı diler,
    Gönülden nidamızın sesini duymak ister
    Asıl adı Mahmut’tur Mirim Çelebi’mizin
    …Tanınmış Osmanlı matematikçisi,
    ….Astronomi alimlerimizdendir kendisi.
    …..Bu alanda çalışmaların
    ……Devamıdır elbet soyundan beklentisi.

    Bin dört yüz yetmiş beş, civarı bir yılda
    Aydınlık bir şafağa, göz açar İstanbul’da
    Sonsuza uzanmaya, kanat çırparak koşar,
    Dudağında bir gülün, sevdası vardır kulda
    …Hem Ali Kuşçu’nun hem de Kadı zade’nin
    ….Yanaklarına ay düşüren torunları oldu.

    Dede oldu kendisine, namı değer Hoca Zade,
    Mirim Çelebiye oldu, biricik kızı valide
    Kutbettin Mehmet olunca, saygıya değer babası
    Meşhur âlim Ali kuşçu, baba tarafından dede…
    …Babası Kutbettin Muhammet’tir
    ….Mehmet’in yanında söylenir ona,
    …..Birde böyle bir ifade…

    İstanbul’da demlenerek, medreselerde okudu
    Ilık yaz akşamlarında, akşam otları kokudu
    Gönlü ilim ilim dolup, desenli kilim dokudu
    Dokudukça tezgâhında, yaklaştı hep maksudu
    …Bursa manastırında hoca iken
    ….Genç yaşta vefat edince babası,
    …..Dedesi Hoca Zade,
    ……Yanına alıp, yetiştirmek için oldu hem de hocası.
    …….Sinan paşa’nın hizmetine girmiş iken,
    ……..Ondanda ders almaya gayretliydi çabası.
    Önce İnebolu da, müderris oldu
    Edirne’den sonra Bursa’ya yol buldu
    Son gayretle gün ufka batıp giderken
    Bir sonraki güne hazırlanır erken
    …Medreselerinde yetiştirmek için umuda yelken,
    ….Her türlü emeği ve çabayı esirgemedi.
    …..Gönüllerin geleceğe olan sevdasına,
    ……Uyanmak için uykudaki derinlerden…

    İkinci Beyazıt Han’ın, şehzadelik döneminde
    Hocası olup ders verdi, hesabi ilimler derdi
    Riyaziyat derslerini, öz belleğine gönderdi
    İlme irfanla çalışıp, oldu her an öneminde

    Yaprak dala sarılır, dal dediğin gövdeye
    Söz güler; gökte güneş, düş saklar hep sevdeye
    Dünya’nın sahnesinden, nice mevsimler geçer
    Çalışırlar her daim, azık dolsun heybeye…

    Kulaklarımızdadır hep yaşam ezgileri
    Koşarız peşlerinden, bizlerde bu sevdaya,
    Asırlar geçse silinmez, yüksek yaşam çizgileri
    Onlar gidiyordu aya, biz kaldık bu yolda yaya

    Hocalık etmişti şehzade şahsına
    İkinci Beyazıt geçince tahtına
    Önemli makamlar görev yeri oldu
    Mirim Çelebi’nin güzide bahtına

    …Bin beş yüz on dokuz yılında;
    ….Yavuz Sultan Selim zamanında
    Kazaskerlik görevine, çıkar birde hayat yolu
    Görevde yükselip oldu, görev yeri Anadolu
    Dudaklarında bir gülün ebedi sevgisi vardı
    Aşkla susamış dilini, o güle salâvat sardı

    …Mirim Çelebi, Kısa bir süre sonra
    Emekliye sevk edildi, görevden azledilerek,
    Hayatının sonlarında, hacca gitti bir kafile
    Say edipte vakfe durdu, öncesinde tavaf ile
    Hac görevini yapınca, ilahi haz edilerek
    …Dönüşünde Edirne’ye yerleşti.
    ….Bir dalganın köpüğüyle üşüdü sözleri
    …..Gün ufuktan batıp giderken son gayretle
    ……Her bir tarafı bin bir renge, boyamak isterdi gözleri…

    Ağaçtan sararıp ta, düşen her yaprak gibi
    Eğilip döner beller, toprağa orak gibi
    Çalar Cebrail melek, onunda kapısını
    Bin beş yüz yirmi beşte, mertek yapısını
    …Defnederken Kasım paşa Camii avlusuna
    ….Döşerler sıra sıra tahtalarla…

    Tiren yürürü her an, yürüyor hala bilsen
    Kimi namaz öğretir, görevli kondüktöre
    Marşandiz karası var, hele söyle! dilsen
    Kimi kendin kandırır, ebedidir der; küre…
    …Kimi arzular peşinde koşar,
    ….Şeytanı memnun ederken, böyledir der töre…
    …..Merhum Mirim Çelebi
    ……Yaşamadı hayatını şeytana ve nefsine göre.

    …Yüce yaratıcı, ulu rabbin yolunda
    ….Rızaya istikamet için, aşkla ve şevkle doldu
    İki büyük astronomdan, torun diye destek buldu
    Fikriyat gelişmesinde bunun çok etkisi oldu
    Zor olmadı bu sebeple, kendisine yön bulması
    Bir sevdanın sarnıcında, arşa sevda dolması
    …Dedesi Ali Kuşçudan sonra,
    ….Osmanlı devletinin ilim hayatında
    …..Geometrinin gelişip ilerlemesi için
    ……En çok çalışan kişi olması…
    …….Matematik ve astronomi alanlarında
    ……..O dönemin en çok tanınan kişisi haline gelmesi…
    ………Tesadüf değildir diye;
    ………..Kaydı düşer, okunası beyaz yaprağa.

    …Özenti duyarak karıncalara,
    Arıların metrelerce gidip yaptığı ballarına
    Tohumlar dökerek gidilesi zirvenin yollarına
    Yüreğine tutunarak uzandı bilim dallarına
    Haylaz vakitlerden kaçarak gün toplayıp kollarına
    …Özlemine sarılarak yarınların, arşa merdivenine,
    ….Uluğbey’in ünlü ‘Zeyç’i olan eserini
    …..“Cetvelin Düzeltilmesi ve Çalışma Kılavuzu” adlı kitabına
    ……Kendi görüş ve düşünselleriyle birlikte
    …….Farsça olarak şerh etmiştir…
    .……..Çalışmaların devamında büyükbabası
    ………Ali Kuşçunun Astronomiyle ilgili eseri
    ……….‘Fethiye’ adlı risalesini de şerh etmiştir…

    Dişlerinden akınca bedenin yorgun teri
    Kazandı göğsündeki en sancı dolu yeri
    Bin emekle eritti, sırtında yüz dağları
    Yorulsa da koşarak kucakladı çağları
    …Matematik ve astronomi ile ilgili vardır
    ….Yazdığı bir çok eseri halesi,
    …..İkinci Beyazıt’a sunulmuştur sekiz adet risalesi
    ……Bunlardan başka trigonometriye dair
    …….Bulunur çoğu Farsça yazılmış eserden gül lalesi
    ……..Hepsi birer aydınlık meşalesi…

    Matematik sahası bilimlerin yanında
    Türkçe ve tarih kokar, kıp kırmızı kanında
    Yanaklardan ay düşer, yıldız parlar alnında
    Türk dediğin doğruluk, dürüstlük vicdanında

    Heyet ve müsellesata dair eserlerle ünlüdür..
    İnsanlığa sevgi dolup taşan, coşan yeri gönlüdür
    …Batlamyus’un bin dört yüz senelik
    ….Hiç itirazsız kabul edilen
    …..Dünya merkezli kainat sistemi görüşünü
    ……Yıkma çabalarına, Kopernik’ten yirmi yıl önce başlamış
    …….fakat teorisini açıklamaya ömrü yetmemiştir,
    ……..Çünkü ömür dediğin, zamanlı ve günlüdür….

    En ünlü öğrencileri; Ali el Muvakkit ile
    Filozof ve de tarihçi, ünlü Taş Köprülü zade
    Geleceğe gelsin diye, peşinden nice öğrenci
    Yetiştirdi hepsini, hepsi bu yolda azade
    …Osmanlı edebiyatında en bilinen eseri
    ….‘Munyet El Seyyadin fi El Av’ dır.
    …..Astrolojiye dair en bilinen eseriyse
    ……Türkçe ‘Mesaili Mirim Çelebi’ adlı eseridir.
    …….Yeşerip filizlensin diye, geçmişten geleceğe
    ……..Tohumlar bırakır hala toprağa…

    Güneşlere sıvanır, bir gün elbet gülüşler
    Yaratanın rızası, içindir son dönüşler
    Aşacağız vuslatın, görünmez surlarını
    Belki bizde cennete, atıp giriş turlarını
    …Buluruz orada kendimize yer…
    ….Yoksa bu akılsız başın götürdüğü
    …..Bencileyin, orada ne eder….

    Feyzullah Kırca
    Akbaşlar Köyü / Dursunbey


    Feyzullah Kırca

    Cevap Yaz
  • Şükrü Topallar
    Şükrü Topallar 07.11.2010 - 11:33

    Türk ve İslam bilginleri buluşlarıyla insanlığa hizmet etmişlerdir.Gülce buluşmanızla çok anlamlı şiirinizle anlattığınız için sağolunuz.

    Cevap Yaz
  • Nazlı Nalçacı
    Nazlı Nalçacı 05.11.2010 - 16:55

    Sabırlı çalışmaların şairi .Kutlarım.......

    Cevap Yaz
  • Muhammet Yalçın
    Muhammet Yalçın 04.11.2010 - 12:41

    saygı ve sevgilerimi sunarım ...
    allaha emanet ol agabey

    Cevap Yaz
  • Yıldırım Yorulmaz
    Yıldırım Yorulmaz 04.11.2010 - 00:36

    HER YÜREK DUYGU İLE YOĞRULUR
    HER GÖZ FARKLI GÖRÜR
    ŞİİR YAZAN KALEMLER
    ŞAİRİN GÖRÜNEN NURUDUR

    Manidar şiirinizi zevkle okudum
    KUTLUYORUM

    Cevap Yaz
  • Şerafettin Muş
    Şerafettin Muş 03.11.2010 - 19:41

    Yaprak dala sarılır, dal dediğin gövdeye
    Söz güler; gökte güneş, düş saklar hep sevdeye
    Dünya’nın sahnesinden, nice mevsimler geçer
    Çalışırlar her daim, azık dolsun heybeye…
    -------
    bu harika şiiri tam puanımla kutluyorum üstadım saygılarımla

    Cevap Yaz
  • Rahime Kaya
    Rahime Kaya 03.11.2010 - 19:28

    SAYIN KIRCA,
    EMEK, YÜREK İSTEYEN ÇALIŞMANIZI OKUMAKTAN MUTLU OLDUM. YÜREĞİNİZE SAĞLIK. SAYGILAR

    Cevap Yaz
  • İbrahim Halil Akın
    İbrahim Halil Akın 03.11.2010 - 18:35

    yüreğinize emeğinize derin saygılarımı sunarım tebrikler

    selam ve saygılarımla

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 18 tane yorum bulunmakta