Bir şeyler deniyor.
Gururum yoktur benim.
Geceleri bir kenara geçer yazarım,
Bir garip şiirleri.
Karanlıkta yamuk yumuk,
Aynı kendim gibi.
Aynı dediğin gibi.
Yaz gecesi,
Yeni boyanmış gri duvarlarım.
Dışarıda annesini kaybetmiş yavru bir kedi ciyaklıyor.
Bu sessizlikte rahatsız olunacak tizlikte.
Grilerin içinde ise sevgilisini kaybetmiş herkes.
Bütün duvarları yıkacak seste bağırıyor.
Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!
Acıyorum sana
Anam avradım olsun.
Aşk olsun sana çocuk.
Kaybettiklerim değil asıl mesele.
Asıl mesele ben.
Yokluğum kaç kişi tarafından anlaşılacak ki?
Hiçlik.
Varlığımı anlamadınız ki siz.
Bu kutsal bir yaşantı
Cenneti de cehennemi de merak etmem ben.
Çünkü ben annemi hem ağlarken hem de gülerken gördüm.
Cenneti de cehennemi de merak etmem ben.
Çünkü ben annemi hem ağlarken hem de gülerken gördüm.
Adem ile Havva’nın ilk bakışmaları kadar masum,
Tanrıyla seviştikleri kadar günahkarım.
Bir tanrının yılanlarıyla dans ederken
Tanrı,
Adem ile Havva’yla dans etti.
Yalan günahkar
Tanrı faşist bir duyguya büründü o gün.
Meleği şeytan
İnsanı hayvan yaptı.
Seçimsizliklerimizi seçmemize izin vererek dalga geçti.
Anlam ararken anlamsızlığı benimseyip,
Yaşarken ölmek isteyip,
Her şey için tam çabalarken,
Yerçekimi yasasının son şiddetindeyim.
Bugün de dışarıya bakıyorum
Sanki hiç yaşamadığım kendi odamda
Sanki hiç izlemediğim manzarayla.
Beynimi uyuşturuyorum,
Belki kitaplarla,
Belki müziklerle,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!