Biliriz ya Sevr vardı gırtlağımızı sıkan,
kurtardı bizi bundan Lozan.
Demişlerdi ya Lozan’da İsmet Paşa’ya,
getiririz sizi yine kapımıza.
Paşam, gelirsek elinizden geleni yapın,
demişti Avrupa’ya.
Küçümseyerek cephede yapılan savaşı,
istiklâl savaşı sonrası
haykırdı Meclis’te Atam.
Kastederek kalkınma ve medeniyet savaşını,
‘Asıl savaş şimdi başlıyor,
tek bir şeye ihtiyacımız var,
o da çok çalışmak’ dedi.
Gitmemek için Avrupa’nın kapısına
bir dilenci gibi.
Ve baldırı çıplak Türkiye’m
düşmedi dilenci durumuna.
Aç kaldı, açık kaldı ama
gitmedi Avrupa’nın kapısına.
Çalıştı Türkiye’m,
genç, yaşlı, kadın, erkek hepsi de,
karnım aç,
üstüm açık demeden çalıştı.
Hem de çok çalıştı ve üretti.
Onuncu yıl marşında denildiği gibi:
‘otuzüçte on milyon genç yetiştirdi her yaştan,
demir ağlarda ördü anayurdu dört baştan’.
Sonra bizler geldik Türkiye’nin başına.
Tek bir damla terimiz yoktu kurulan bu yapıda.
Miras bulmuştuk ya koca vatanı,
çekiştirdik sağından solundan
yakasını, paçasını,
har vurup harman savurduk hazine kasasını.
Şimdi mumla arıyoruz Sevr antlaşmasını.
Sevr’den tek farkı günümüzün,
teknolojiyi kullanıyor olması gelişmiş ülkelerin.
Fiilen işgâl etmiyorlar artık Türkiye’mi,
uzaktan kumanda ile yüzdürüyorlar gemilerini.
31. 1. 2002 – Perşembe
Abdurrahman ÖzdemirKayıt Tarihi : 7.12.2006 11:40:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!