köyde de bu minval üzere yaşanırdı
herkesin hikayesi
üç aşağı beş yukarı aynı
herkesin hikayesini herkes bilirdi
her günün hikayesi de
gün doğumu ile başlardı
günbatımında sona ererdi
kendinden öncekiler gibi
“-dur bakalım” derlerdi
dur bakalım
gün doğmadan neler doğar
gün doğmadan
gazyağı takviyelenmiş
süğen kandil ışığında
ahırlarda inekler buzağılardı
avlularda davarlar kuzularlardı
önce ayakları gelirdi yavrunun
“-düğenin çatı
baya geniş marağ etmen”
“-başı geri dönmüş bara ğidi ip bulun”
Kara İrbemi ça(ğı) rın hemen”
saman yetmeyebilir endişesiyle kışları
çoban örümeye götürürdü davarlarını
kabayelden erirdi çalıların karları
buzağılacı inek sahipleri
gece boyu ahırı yoklar dururlardı
ellerinde çıra maşalası,
ya da gemici feneri
Kayıt Tarihi : 9.10.2007 10:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!