Bana sevmeyi öğrettiler,
unutmayı asla...
Yaz aşkın mevsimidir,
aşkın diyorum
sevginin değil.
Sevgiye hüzün yakışır, sevgi kışın yaşanır.
Yazın şimarıklığı aşk,
kışın soğuğu sevgidir.
Bir ağustos gecesiydi
herşeye ilk dediğimizde.
Yani yokları kendime herşey bildiğimde.
Her yeninin verdiği bir heyecan
bir korku vardı ellerimizde.
Terimiz bile karışmadı birbirimizinkine
ve orada bıraktık zaten.
Mevsim bitti, vedalar edildi
ve ask simarıklığının tesiri geçti sende..
Bense...
Bense kışa yenildim.
Dizlerine kadar kar bastırdı kalbimi.
Pencerelerim güneş görmedi
tıkandı unutmaya giden bütün yollarım
Vapur seferlerim iptal edildi
Öyle bir kara kış vardı ki,
kalbin yanarken ellerin donar.
Fayda etmez cıtırtılarından medet umduğum sobam.
Daha once görmediğim sevdalılar sırf bana inat
kapımın önünde buluştular.
Geceler uzadı
kitaplar kalınlaştı
dostlar faydasız kaldı
ve kalemim mürekkepsiz.
Çoğul ekiyle üstüme gelmeye başladı zaman.
Saatten saatler
Günden günler yaptı.
Ağır çekime alındı yaşam.
Şarkılar hep aynı caldı.
Aynı makamda
aynı sarkılar
hep aynı gözleri ağlattı.
İhtimallere bırakıldı yarınlar
bırakılmamalıydı.
Çünkü en ufak bir ihtimalde yine seni bekleyecekti bu can,
aldıkların helal edilecek,
veremediklerine göz dikilecek
ve zamandan habersiz beklenecektin.
Lakin öksüz bir çocuk gibi cami avlularina bırakamadım ki seni.
Arkasina dönüp son bir kez
yaşlı gözlerle bakan vefasız anne olamadım ki.
Yapamadım ki..
Az mı fırlattım damlardan?
Az mı çöpçülere çıkardım?
Yinede dönüp baktığımda hiç gitmemiş aynı yerdeydin.
Daha ben bile kendime gelmeden
sen bendeydin..
Pergelin battığı yerde
yaşadıklarim durmadan çizilen aynı halkaydı.
Damarlarımda dolaşanın çaresi bulunamadığında ise
seni sevdiğim kanıtlandı..
Sanki 'Allah'tan ümit kesilmez' der gibi
sedyede öylece bırakıp çıkmıştı doktor.
Kimi zaman göğe bile erişebileceğini düşünürdü başım.
Kimi zaman bir karıncadan bile küçük kalırdım
ve tahammul edemezdim yere düşen tüyün sesine dahi.
Cinnet o kadar yakındı
o kadar sahici..
Içine bırakıldığım o karanlık bosluk
minnettarım ki benim.
Ne gözlerimi kör etti karanlık
nede tutunacak bir yer aradı ellerim.
O karanlik boşluk
minnettarım ki benim
ve minnettarım ki ben seni sevdim.
Yıllarla eskidi takvimler.
Gelip geçtikce ayaklarının altında ezdi mevsimler.
Gel-git anılarla
gel-gitleşti umutlar,
Benim damlarım hep karlı,
sobam hep nafile yanar.
Kapımın önünde buluşan sevdalılar,
hiç ayrılmadılar.
Bana sevmeyi öğretirken
unutmayi hic anlatmadılar
Minnettarim ki anlatmadılar...
Kayıt Tarihi : 25.11.2004 09:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Yazın şimarıklığı aşk,
kışın soğuğu sevgidir.
Gel-git anılarla
gel-gitleşti umutlar,
Tebriklerimle
Öner Kaçıran
TÜM YORUMLAR (1)