minik ellerde parlayan yüzük
neden durmayım ki mahsun
neden bükmeyim ki boynumu
koca ellerimde kayboluyorsun işte
onun bir gelinliği var
omuzundan ayaklarına uzanan
duvağı var bide
telli pullu
tabiatıyla beyaz bembeyaz
kar gibi melek gibi
yanında bir adam
somurtmuş yüzüme bakıyor gibi
misafirler oturmuş sandalyelere
o yana bu yana koşturan çocuklar
gürültü
son ses açılmış müzik
gümüşten bir tepsi
içinde iki yüzük
kına gecesi kına yakılacak
minik eller kınaya batacak
al al derisi
kapkara gözünün irisi
uzaklaştım çabucak ordan
sen de oynasana der diye birisi
konvoy halinde her araç
annesi kızına sarılır ağlayarak
o koridordan geçer
o önümden
yıllar geçer
ömür gözümden
birden durdu somurttu
kalabalıkta bir uğultu
yanıma geldi sustu
seni bekledim derken
ben hoş çakal deyip yüzüne gülerken
anlamamış gibi kimse bir şeyleri
uzaklaşır önümden ayak sesleri
beni tanıyanlar bilin
ben uyuyamam geceleri
uyursam rüyama girer
elimi tutar minik elleri
kaç yıl oldu gitmez
bilmem ne diye
korkuyorum bir gün
rüyamda ölürüm diye
Kayıt Tarihi : 2.7.2018 23:33:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!