Minik Dünyam Şiiri - Veysel Çeliker

Ben bu mutsuz dünyanın üzerine, mutlu bir dünya kuracağım.Minnacık,ufacık…
Herkeslerden uzak, sadece bizim, ikimizin dünyası…
Dünyam da yalnız sen olacaksın…

Seni seveceğim….Orada yalnız seni…
Aşktan arta kalan yalansız ve de riyasız ne varsa hep mısralarımda olacak.
Yaşadığımı sandığım masalda
Gecenin parlak yıldızları…Bir köy odasında, ocak başına dolacak

Bizi yalnız ikimizi ısıtacak.
Soğuk,uzun kış gecelerinde…
Sen ellerimi tutacaksın, gözlerime bakacaksın,
Ocakta çatırdayarak yanan odunlardan, ateşler fırlayacak karanlıklarıma…

Gözlerim çakmak çakmak, adeta yanıp kor olacak …
O zaman…İşte o zaman kapanan yollar açılacak,
Çatılardan bağrıma saplanan, süngülerce buzlar, hep eriyip su olacak.
Toprağın bağrından taa içerlere akacak,

Uyandıracak onu, yattığı kış uykusundan
Bir baharımız olacak…
Duvara asılı, camı isli bir gaz lambasının kireç duvarlarda ki gölgeleri
Kah halay çekecek, kah klasik müzik eşliğinde vals

Belki de tango…
Ama tek değil…Hep yan yana ya da el ele ikimiz…
İkimizin kocaman bir dünyanın, ürküten kalabalıklığında, ona inat
Bir o kadar yalnız ve ondan uzak

Minicik ama bizim olan BİR DÜNYAMIZ OLACAK.
Kestane ağaçlarına, adlarımızı kazıyacağız.
Bizden sonrakiler de,
Böylesine bir aşkı yaşadığımıza tanık olsunlar diye…

Papatya fallarına bakmayacağız
Seviyor mu, sevmiyor mu? Diye…
Bakacağız, gözlerimize
Gözlerimde göreceksin kendini

Şaşırmayacaksın…
Sonra…
Sevgi bu diyeceksin.
Çılgınca yaşanmış bir hayat,

Yüreğimize, beynimize nakış gibi işlenmiş
Bilerek, anlayarak ve de isteyerek sevmişiz birbirimizi.
Sevmiş olmak için değil…
Rüya değil! Gerçek!

İşte sevgilim;
Benim, bizim dünyamız…
Kaktüs dikensiz, insanlar korkusuz
Yürekleri avuçlarında,

Apaçık her şey…
Sevgi ve dürüstlük
Solunabilen bir şey
Benim dünyam, senli benli

Senden gayrı KİMSESİZ…
Sana bu satırları yazarken içimi olduğu gibi döktüm.
İster misin bu dünyada benimle yaşamak?
İstersen…

Ah! Bir istesen….
Gel! ...
Küçük köy odama.
Orada ikimiz olalım

Masal başlasın…
Yıldızlar yeryüzüne insin,
Işık tutsun ateş böcekleri ikimize,karlı tepelerde…
Olmaz…Olmaz benim dünyamda…

Çünkü olacaksın yanı başımda…
Her yer, her şey çok başka bu dünya da…
Bitmeyen ızdıraplarımın ısalk köklü ağaçları..,
Cehennem meyvelerini ateşten korlar gibi dökmezler eteklerinin dibine…

Kışım gelmez gözyaşlarım kurumuş artık…
Nergisler, bir bir açar
Yaseminler salına salına dolanır.
Güneşler batar,

Denizler kızıla keser,
Erguvan renkli çiçekler düşer gölge gölge…
Denizimizin yakamozları olur.
Gözlerin açık, sanırsın rüya görürsün,

Kendini hurma ağaçlarının tepesinde…
Geniş yapraklı palmiyeler uzar, uzar…
İp ince bir şey olur, ufuk çizgisinde
Mutlu dünyam da, karanlık

KARANLIK HİÇ YOKTUR
Ay…Aylar tepsi olmuş…Olmuşlar
Gökkubbe ışıktan bir kuşatma altında,
KARANLIKLAR TÜMDEN BEYAZA KESMİŞ.

Bakıp göremezsin, gözlerin kamaşır
Daha bir hızlı atar yüreğin…
Yukarıdan aşağıya sular, sular umman olur…
O sularda duvarsız bir saray yüzer

Çatıları martıdan, çığlık çığlık…
Hep yaşamışlığını, yaşayacağını bağıran
Sularda, sarayın hemen yanı başında
Saçlarını tarayan,ıpıslak ve de üryan, deniz kızları

Hiç biri…
SENDEN GÜZEL DEĞİL!
Uzun saçları ip ip olmuş, sanki yol,
Seç birini…Yürü…

Fark etmez hangisi
O yollar hepsi sonunda bana çıkar.
Rüzgarlarım,makamı hiç duyulmamış ninniler söyler.
Kapanır, gördüklerinden mest olmuş, yorgun gözlerin

Dizlerimde uzanmışındır
Şırıl şırıldır berrak…Cam göbeği su…
SEN UYU! ...
Sanma rüya, gerçeğin ta kendisidir bu…

İşte dünyam,
Berrak, şeffaf,nereye baksan orada görürsün kendini
İllede masmavi …
Gelirsen eğer, saklar ikimiz…

Dün gece:
Uyuyamadıklarımdan bir geceydi
Kandırıp kendimi uyuduğumda, seni gördüm rüyamda.
Yaklaştıkça, uzaklaşıyordun.

Her türlü fizik ya da yer çekimi kuralına karşı değil de
Neydi aramızda ki mesafe?
Anlamak mümkün değildi.
Titriyordu parmakların,elinde bir yasemin,

Güneşlerimden de parlak, yeni açmış tap taze…
Ilgıt ılgıt…Hala burnumda kokusu.
Bana uzanıyordun
Uzanıyordum…

Tuttum, tutacak!
Girdap olmuştu sular
Anaforlar seni çekiyordu, uzaklaşıyordun…
Seni çeken sulardan, daha ıslaktım.

Ter beni boğuyordu.
Naralar atıyordum.
İSYANLARDAYDIM…
Sesim çıkmıyordu.

Dost bildiğim martıların çığlıkları
Kanat olmuş çırpıyordu.
Aklım boğazımda düğüm olmuştu.
BOĞULUYORDUM…

Uyandım…
Birden korktum, yalnızlığımdan…
Utandım
Sana olan uzaklığımdan…

İçmediğim halde,sigara dumanı efkarında
SENİ DÜŞLEDİM..
Duman gibi…
Dağılacaktın…

Ama ben müsaade etmedim.
Seni,
Seni ciğerlerime, içime çektim.
Gel artık!

Şarkılarda olduğu gibi “GİTTİM BEN” deme
Duymak istediğim bu değil,
“GELDİM” işte, ol…
Yanı başımda aniden belir

ŞAŞIRT BENİ…
Aptallaşayım…
İyi laf yapan ağzım, sussun
KE KE KE KELEYİM

İşte ta tam böyle…
Sen geldiğinde, baharla yarış edeceğim
Papatya ile lale gibi…
YASEMİNİM

Ama çabuk gel!
Eğer...Eğer sonbahar gelirse
Beni…Beni bulamazsın, hiçbir yerde
Çünkü dökülen yapraklarla, solan umutlar

Seni sonra beni…
En sonunda ikimizi terk edecek
İşte sevgilim!
Benim dünyamda

Bizim minicik dünyamızda
O…O andan sonra
İkimizin masalı başlayacak…
Anlayacaksın ki sen…

Ben…Ben SEVMİŞİM SENİ
SEVMİŞİM SENİ…..

(01.02.2006)