Günaydın maral
bu gün nasılsın diye sormayacağım sana
ben iyi değilsem sende değilsindir muhtemelen
Hem bu ne kızgınlıktır böyle
Gökyüzünü ağlatacak kadar doldu mu kirpiklerin
Dün gece yine 12'den sonrası felaket gibiydi
Senin gözlerine düşen yağmur damlaları
Benim yanaklarımda yaş olup süzüldü
Hissetmedim sanma , göz yaşlarındaki tuz
dudaklarımın arasında çözüldü
Sonra buğulandı gökyüzü
Aslında gökyüzü dediğim senin gözün
Bahsettiğim yağmur ise
benim gözlerimden akan hüzün
Oysa Minik bir umut kuşuydu
Seni sürekli hüzne boğan
Sen öldürdükçe inatlaşıp yeniden doğan
Yine bir gece vakti gökyüzüne kanatlanıp
Göğüs kafesine kurduğu dört odalı sarayına
Göç etmeye çalışırken.
kanatları ; mızrak gibi sivrilen kirpiklerine takılıp yaralanmış
Sana yaptığı ihanetin farkında olmalı ki
Hiç direnmeyip bırakmıştı kendini boşluğa
Sonra tuzlu dudaklarımda harmanlanıp burnuma taze kan kokusu vermiş
Dişlerimin arasında parçalanıp yok olmuştu
Bahsettiğim her şey akşam ezanından sonra oldu
Dün niyetiydim, iftar vakti bir bardak tuzlu gözyaşı ve taze vurulmuş minik bir umut kuşu yani anlayacağın ruhumu doyurdu hüzün.
(17.12.2022)
Erhan GündereKayıt Tarihi : 22.3.2023 21:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!