Hüzüncüydü
dehlizinde yüzen deli çocuk
Teninde
binlerce gizil yaranın cümbüşü.
Geldin
Aykırılıkla çarpılmış bir işlem geçmişim
İpi kopmuş bir uçurtmayım gökte
yürek üstünde sağ elim!
Öpecek beni ölüm
bu sıra dışılık içinde bir yerde!
Gideceksin
özlemi harmanlayıp tenha yollara
Gönlüm sevdana rehin
gözümde yıkılmaların tadı
umudun bana yasak! ..
Sen miydin kapımı çalan
Hüzünlü sevda gecemin
onur konuğu
Ayrılığın ilk dakikası,
son saniyesi;
Hoş geldin...
I-
Doğrudur militanlığım
ellerim fırıncı küreği
kaçınmaz kordan.
Söz bulaşmış tenime, söz!
Boşa çıkmış güzün adı yavuza.
İki sonsuzluk arasıydı aşk
ektiği de ben, söktüğü de
Kuş durağı pencerelerde
asıldı gülüşlerim
Ömrüme yapıştı ayrılık! ..
Ara beni gelirsen kentime
ara mutlaka!
Şarap tepelerine tırmanır
sevi yeriz simit arası sıcacık çayla!
Atlayıp düş terkisine
yelle kırbaçlanan atların
“Bir şiir, bir de kadınlar verebilir kendilerini
aşıklarına çırılçıplak.”
I-
Kekik kokularıyla gelirdi sesin
bir bulutun terkisinde dört nala
O apansız büyümen var ya geceleyin
I-
Körüklüyor özlemin
kilere sakladığım hüznü
Yine yangınlarda erimeye direnen yürek
Yitikliğim buğulanıyor ocakta
Kayan yıldızın elindeki mektupta adın
Gözlerimizde
Hiç hesapsız
yalansız yaşadığımız güzellikler
etek dolusu sevişler bir de
caddelerden topladığımız.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!