Hiç klavye tuşları arasına sıkışıp
Sözde aşkların
Yalancı kölesi
Olmadım.
Ne mutlu değil mi Mevlam?
Bak seninle tefsirlere düştü sevdam!
Sanal duvarıma kalp koy diye sızlayan kızcağız
Bil ki yaşadığın ateş değildir senin
Söyle hadi şaşkın!
Peygamberle Hicret’e çıkmaya cesaretin var mı?
Ik mık…
Bana ondan bundan bahsetme o halde
Tükensin eksik alfaben
Tutulsun kekeme dilin
En, en değerli vakitlerinde
Yastığa başkoyup saatlerce telefon elde
Mesajlaşan caniler!
Anlayamaz Kadir Gecesi sabaha kadar
Huşu ile tesbih çekmenin saadetini
Kır kalbimi, bas yüzüme Ya Sübhan!
Yıkıntılar arasında bulunmaz mıydı hazineler?
Esmer kızın rakı beyazı ojeli parmaklarından
Haz alan salak sübyan
Eli Kabe’ye değse anlardı o büyük tutkuyu
Eski kafirlerden Ebu Süfyan
Sefalet çeksem ta uzaklarda
Yine de gık demem
Birini usulca kalbime düşürmüşse Yaradan
Utanırım da Ona çık demem
Kusura bakma işlemeli seccadem
Sabah namazına uyandırmaya
Anne eli tenime değmedikten sonra
Pek neşesi olmuyor karanlık koğuşta
Zaten içim hali zayıf
Ruh göçmüş
Bedeni görsen çökmüş
Vallahi kaldırımlara takılıp var düşesim
Ki ben Müzdelife’de, Mina’da meşhur bir düşesim
Alnım vurur secdeye Hüve diye
Sarardım soldum aşkımdan hep Nebi’ye
Şimdi sorsanız bana yazdın bunları ne diye
Kelamım yalnızlığımdır
İnlerim sızıntısız Allah Allah diye
Arda KeskinkılıçKayıt Tarihi : 31.7.2011 09:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!