Mimarın rüyası Şiiri - Fuat Eriçok

bir ev çizeceğim ikimize
kır ortasında ya da bir gölde
direkler üzerinde
altından sular akıp geçecek
kediler köpekler uyuyacak huzurlu
bu evde ömrümüz geçecek

resimlerini çizeceğim duvarlarına
çaykovski’nin piyano konçertosunu dinleyeceğiz
kediler köpeklerle birlikte
huşu ile yayılacak dalga dalga johan sebastian bach ruhumuza
bu evden mutluluk yayılacak dalga dalga çevreye
doğrama aralıklarından inatçı ıhlamur kokuları geçecek
keyifle sarılacağız birbirimize ılık
istemem olmasın etrafımız kalabalık
sadece martılar serçeler kargalar kırlangıçlar uçacak

kar seyredeceğiz pencerede kucak kucağa
çocukça sevinçlerle bedenler bedenlere sarınmış
uyuyacağız gömülüp yatağımızdaki sıcağa
camlara çarpan tipinin uğultusunda içimiz geçecek

ya da ufuktan güneşi doğduracağız
yüreklerimizde turuncu heyecanlar titreşerek
çevremizi saran karanlığı boğduracağız
aklımızdan ilk öpüşmelerimiz geçecek

vivaldi geçecek bu evden mevsimlerce..
amadeus geçecek yatarken sarmaş dolaş her gece

biz dinleyeceğiz kediler köpekler kuşlar dinleyecek
dağlarda yankılanacak beethoven’in notaları
doğadaki muhteşem yalnızlığımızda
komşuları rahatsız etme korkusu olmadan çevre inleyecek
ya da carmen’den habanera çınlayacak neşe içinde tavanımızda
gururla selam verecek bizet
bize

terasta senin heykelini yontacağım beyaz mermerden
gülümseyecek güzelliğine tepemizdeki serseri bulut
gökkuşağı geçecek evimizden rengarenk
her renginde binlerce umut

güneyden sıcak lodos gelecek ziyaretimize
hüzünlü güz yağmurları gözlerinde yaş
sonra poyraz uğrayacak yelkenleyerek perdeleri
kış geçecek bahar geçecek yaz geçecek
bizde bir uğraş bir uğraş
bir dolu dost geçecek bir sürü arkadaş

sarı sonbahar serinliğinde sıcak şarap sersemletecek sevgimizi
diana ross, etta james, nina simone
aretha, ella fitzgerald, john baez
sinatra, louis armstrong, ellington geçecek
jazz geçecek

dudaklarımızın arasından ıslıklar
imagine, wind of change, summer time, la paloma geçecek
sevgi geçecek haz geçecek

gerswin çalacak kapımızı kar fırtınalı bir gece yarısı
paristeki amerikalı buralarda mı diye soracak
cebinden bir dolu nota çıkarıp saçacak havaya
hava açacak, fırtına bitecek
her yer masmavi olacak
evimiz en sevdiğim seslerle dolacak

sana şiirler okuyacağım nâzım’dan
cemal süreya’dan
hayyam’dan
papatya toplayacağım bahçemizden başına taç yapmak için
zambak hanımeli mor salkım kokuları dolacak odamıza
serçeler uyandıracak bizi sabah erken
güvercinler hayran hayran seyredecek seni ışıl ışıl gülerken
çıngır çıngır koyunlar
zıp zıp keçiler
güler yüzlü bilge çobanlar geçecek

öyle bir ev çizeceğim işte
ikimize
geceleri yıldız yağacak başımıza tepe penceresinden
mehtap göz kırpacak yaramaz sevişmelerimize

o kadar severek
özenerek çizeceğim ki bu evi
görenler işte aşk heykeli diyecekler
romanlar öyküler okuyacağım sana gece yarıları
dostoyevski, tolstoy sait faik geçecek kapı aralıklarından
dr. jivago ile lara geçecek leningrad’ın karlı sokaklarından
vronski ile anna mutsuz.. biz ise kiti ve levin den daha mutlu olacağız..

herkes birbirine anlatacak evimizi heyecan ve özenti ile
kıskanacak en yetenekli mimarlar bile
müşteriler gelecek yalvararak
sat bize bu evi ne dilersen dile

ama hiç biri çözemeyecek bu gizi
hiç bir para satın alamayacak aşk evimizi
kimse bilmeyecek bunu senin çizdirdiğini
bu esinin yüreğinden doğruca yüreğime indiğini
her köşesine güzelliğinden bir yansı sindiğini

bu evden ben geçeceğim
sen geçeceksin
çocuklarımız geçecek

bir gün torunlarımız koşuşurken bahçede
yukarıdan yan yana iki bulut gibi
ruhlarımız geçecek

işte böyle bir ev çizeceğim senin için
ikimiz için
bilmem ki buna kim nasıl değer biçecek

25 ekim cuma