Hey gidi can dostum, mîmarbaşı!
Azmet ve geç kalmadan koy gediğine taşı.
Sustu bağlamam, dindi fırtınaları gönlümün,
Mîmarbaşı, boşa ağlamam, soldu kokusu gülümün.
Emir ver! Bir konak diksinler, geniş,
Mîmarbaşı, ölüyorum, belki bu son serzeniş.
Söyle! Sen de sevdin mi, ölümüne!
Sen de vurgun muydun, yolların dönümüne?
Konuşsana mîmarbaşı! Şimdi asil olmak yüktür.
Dualarım öldü ama bilirim ki Allah büyüktür!
Suya hasret gönüldüm, mezarım oldu pınar başı,
Gözündeki o yaş, ne olur ağlama mîmarbaşı!
Su olsa yanardı, taş olsa donardı,
Bu ne biçim nâr ki gökler bile sarardı.
Ne oldu ki mîmarbaşı, diktiğin konak,
Dokunmuş aşklara oldu bir ölümsüz tak?
(5 Mart 1999 Pazartesi 14.00 Otobüste)
Yavuz Mehmet ErtürkKayıt Tarihi : 17.10.2003 17:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!