'Akif in gelmişle gelecek arasındaki köprü görevi yüklenmiş olması; bütün kesimler tarafından mutlaka herhangi bir yanıyla incelemeye değer, dikkate mucip bir tarafının bulunması ve gerek Osmanlı, gerekse Milli Mücadele ve bir nebze de cumhuriyet aydınının bütün ümit ve sarsıntılarını taşıyor olması bazı dönemeçlerde yepyeni olarak gündeme gelmesine sebep teşkil ediyor' (s. 111) .
'Sanatçı, fikir adamı, vaiz ve mücadele adamı kişiliği onda bambaşka bir karakter ortaya çıkarır. Yazdığı gibi yaşayan, yaşadığı gibi yazan Akif gibi kaç kişi var? ' (s.112) .
'Akif hayatı boyunca milletinden ayrı düşmedi. Mahalle kahvesinde, camide, insanın yaşadığı her yerde o vardı. O yokluğun, faziletin, çilenin, korkaklığın ve hatta zilletin farkına vardı. Fakat o daha ziyade minberde ateşli bir vaiz, hem de meydanlarda coşkulu bir hatip, hem de fikir ve sa¬nat dünyasında büyük bir şairdi' (s. 115) .
'Arvasi Hoca gazetelerde köşe yazarlığı yaptı ama bugün bazı yarı aydınların işgal ettiği bu sahadaki ürünleriyle anılacak bir yazar değildir. Onun yayınlanmış ya da yayınlanmamış bir çok şiiri de bulunmaktadır ama daha çok Türk düşünce hayatında düşünür kimliği ile yer bulacak olan Hocamız şair olma iddiasında da değildi. Öyle araştırmacı gazeteci kuruntularının cirit attığı günümüz medya ortamındaki gibi bir yazar da değildi. O tam bir entelektüel ve mefkûre adamıydı. Bu, onun şair ve yazar olmadığı iddiasında bulunmak değil; Arvasi'nin düşünür olma vasfının tebarüz ettirilmesi gayretidir' (s. 121) .
Yohdur anun yanında bir kılca i'tibârum
İnsâf hoşdur ey ışk ancak meni zebûn et
Ha böyle mihnet ile geçsün mi rûzigârum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta