Milli Eğitim Yayınevlerimizi İstiyoruz

Bedrettin Keleştimur
417

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Milli Eğitim Yayınevlerimizi İstiyoruz

MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİMİZİ İSTİYORUZ! ..

Bu ülkede, bu vatan coğrafyasında birçok şeyleri hazmettik, ‘—Ya Sabır’ dedik sinemize çektik ama. 70 milyon nüfusunun nerede ise, %60’ları genç, enerjik ve dinamik bir yapıya sahip şu cennet misali ülkemizde, ‘—MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİNİN KAPATILMASINI SİNDİREMEDİM’
Buradaki tepkim veya tavrım, ‘nefsanî’ değil ve asla, ‘—ben’ odaklı olamaz! Milli hislerim bizleri tabii olarak zorluyor! .. İşsizliğin çığ gibi büyüme seyri gösterdiği, ‘—okuma alışkanlığının’ eğlence-magazin kültürünün baskısıyla sürekli sarsıntı geçirdiği ülkemde elbette, ‘—kütüphane’ sevdasının, ‘—yayıncılık’ sevdasının ne kadar ön planda olması gerektiğini şartlar ve gelişmeler göstermektedir.
Buradan, âcizane, köşemizden Sayın Vekillerimize, Sayın Milli Eğitim Bakanımıza ve Başbakanımıza; anlayışlarına sığınarak seslenmek istiyorum; Devlet Kitapları Teşkilatı ve ona bağlı olarak yarım asır boyunca, ‘—kitap dünyasına’ bütün Türkiye genelinde hizmet üreten, kurumlarımız vardı; ‘—DEVLET KİTAPLARI MİLLİ EĞİTİM YAYINEVLERİ’
İlkokul Öğrencisinden, Üniversitelisine kadar bu teşkilatın nerede ise aboneleriydi. Hakkari Milli Eğitim Yayınevi’nde de, Siirt Milli Eğitim Yayınevi’nde de aynı sıcak havayı solukluyordunuz; Kitap meğerse toprak kadar, hava kadar, su kadar insana gerekli imiş! .
Anlayamadım; Türkiye’nin nerede ise bütün illerinde, bir bakıma da Devletin vatandaşı ile ‘—köprüler kurduğu’ bu teşkilatlar hangi akılla kapatılıyorlardı? Ah, Anadolu’yu soluklamaktan uzak, bürokrasim; ‘—kastin neydi senin’ nasıl kıyabildiniz, milletin can evlerine! .. diyesim geliyor.
Evimdeki kütüphaneme şöyle bir gözlerimi çeviriyorum; ‘—bir büyük hazine’ Benim gibi on binlerce ailenin evinde yer alan Kütüphanesi’nde; ‘—Milli Eğitim Yayınevlerinden’ alınan eserler, sizlere hoş bir seda olacak şüphesiz ki! .
Milli Eğitim Yayınevleri acaba, sadece, ‘—ders kitaplarının satışıyla mı ilgilenmiştir’ Devlet Kitaplarının görev alanı o kadar çeşitlilik gösteriyor ki, SADECE KİTAP FUARLARINA YAPACAĞI ÖNDERLİK’ BİLE, BU KURUMUN ÖNEMİNİ KAT BE KAT ARTIRMAKTADIR!
Ki, Milli Eğitim Bakanlığının, ‘—kültür yayınları’ o nefis şark ve İslâm klasiklerimiz, İlmi ve Kültür eserleri, hariç neşriyat gibi zengin bir edebi ve fikri mutfağı vardı! .
O sımsıcak, mürekkep kokusunun esrarlı havası yok şimdi, ne kadar acı! Öğrenci Milli Eğitim Yayınevi’nin kapısından dönüşü o kadar vahim oluyor ki, için için ağlamak, haykırmak istiyorsunuz!
Özellikle de, ‘—Doğu ve Güneydoğu da, Devletin her türlü yatırımda insanımıza öncü olması gerekmez mi? Ve hele kitap konusunda, hassasiyeti katlanarak artmalıdır.
2004 yılından itibaren Devlet Kitapları Müdürlüğü,'küçülme politikası' takip etmeye başlamıştır. Bütün İllerimizde hizmet üretmekte bulunan yayınevlerinin kademeli olarak kapatılması, tarihi çılgınlığın bir büyük ayıbıdır! 2006 yılına gelindiğinde, Devlet Kitapları bünyesinde 8 Bölge Şefliği (Adana, Ankara, Elazığ, Erzurum, İzmir, Samsun, Trabzon, Van) ile 31 Milli Eğitim Yayınevi (Adana, Ankara/Beşevler, Ankara/Gezici Araç, Ankara/Kızılay, Elazığ, Erzurum, İstanbul/Cağaloğlu, İzmir, Samsun, Trabzon, Van, Antalya, Burdur, Bursa, Çanakkale, Denizli, Diyarbakır, Edirne, Erzincan, Eskişehir, Gaziantep, Kars, Kayseri, Konya, Malatya, Mersin, Siirt, Sivas, Şanlıurfa, Tokat, Zonguldak) kalıyordu.
Kitap, Kütüphane denildiğinde benim nazarımda, ‘—akan bütün sular’ duruyor! Sanki sırlarım yerle bir oluyor, zehabına kapılıyorum. Bir anda idrakim boşalıyor! Kendimi öksüz, yalnız ve kimsesiz hissettiğim bir an geliyor!
Öğrencinin buruk yüzü, bizleri mahcup ve perişan bırakıyor! Hele, Öğretmen, Okulunun ihtiyacını alamamasındaki hal; buz gibi sözlerin estirdiği soğuk hava içinizi titretiyor!
Devlet Kitapları Bölge ve Milli Eğitim Yayınevleri, ‘—tarihi bir kıyımın getirdiği manevi öksüzlüktür!
Milli Eğitim Yayınevlerini, ‘—geri istiyorum’ Bu ülkenin, bu coğrafyanın bir ferdi olarak kendimi kitapların sinelerine atmak ve rahatlamak istiyorum. O rahatlığı bizlerden, bu milletin güzel insanlarından mahrum etmeyiniz.
Milli Eğitim Yayınevleri için, ‘—yeniden yapılanma’ diyoruz; köklü ve profesyonel bir anlayışın disiplinleri bizlere, ‘—asrın veya asırların kütüphanesini’ çağrıştırsın!
Dile kolay, Milli Eğitim Yayınevlerinin 14 milyon; gözleri ışıl ışıl yanan müşterileri vardı! ‘—Devlet’ ismi bile onlara, ‘—güven ve huzur’ verirdi. O kapıları şimdi, kendi ellerimizle kapattık! Ve de, tarihe karşı en büyük ayıbımızı yaptık.
Tarihe bir daha; bir daha kısa bir yolculuk yapalım, ‘—kütüphanelerimizin’ zengin iklimini bir daha yakalamak, bir daha kazanmak için çareler üretelim. İşte, burada derhal siyasi irade devreye giriyor; ‘—GİDEREK SOĞUMAYA BAŞLAYAN EKİM AYININ ŞU HAVASINDA; YAYINEVLERİMİZİ GERİ VERİNİZ! ’ Onları o kadar büyük zahmetlerle bugünlere taşıdık; bugünler, sessiz çığlıkların bir anda; sevinç gözyaşlarına dönmesini o kadar çok isterim ki!
Devlet Kitaplarına ve Milli Eğitim Yayınevlerine bizler, ‘—kültürün ana mahfilleri’ olarak bakıyoruz. Devletin kendi insanına tuttuğu, ‘—ayna’ olarak görüyoruz! .. 14 milyon öğrencisi ile bir ülkenin asıl ana dinamiklerini besleyen bir önemli kaynak olarak yorumluyoruz! ..
Bizler, 21. asırda daha modern, daha zengin ve cazip yayınevlerinin açılmasına devletin öncülük etmesini beklerken; ve hele Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzun şu ikliminde, ‘—devletin bu bölgeye bilimle, ilimle, irfanla, hikmetle, sanat ve kültürle’ ANCAK GİDEBİLECEĞİNİ ALTINI ÇİZEREK VURGULAMAK İSTERİM! ..
Sizlerden bir daha, bu teşkilatın 60 yıla varan tarihi geçmişini ve hizmetlerini bir daha, ‘—masanızın üzerine getirerek’ bundan sonra neler yapılacağı sorularını sormanızı; MİLLİ EĞİTİM KÜTÜPHANELERİNİN(yayınevlerinin) VARLIĞI İLE YOKLUĞU ARASINDAKİ ARTI VE EKSİLERİN YARINA NELER TAŞIYACAĞINI İÇ DÜNYANIZDA BİR DAHA DEĞERLENDİRMENİZİ ARZU EDİYORUZ! ..
Elbette, ‘—yarınki nesiller bizlerin eserleri olacaktır’ Bugün ne ekersek, yarın onu biçeceğimizi ve bu istikamette de, ‘—yarın geçilecek yolları bugünkü nesillerin yapacağını’ belirtmek isterim.
7’sinden 70’ine kadar bu coğrafyanın insanı hiç şüphesiz ki, dün kendisinin gittiği ve aşina olduğu; bugünde çocuklarını gönderdiği, ‘—MİLLİ EĞİTİM YAYINEVİNİ’ dört gözle arayacak ve onun hoş sedası ile seslenecektir; ‘—bir nesli besleyen kitabımı ve kütüphanemi istiyorum’ Onu benden, bu coğrafyanın okuyan ve düşünen insanından ne olur koparmayınız! ..

Bedrettin Keleştimur
Kayıt Tarihi : 18.10.2007 11:07:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Dursun Elmas
    Dursun Elmas

    Küresel çetenin taşeronluğunu yapan yayınevleri para kazanacakya havadan.
    Milli olan her şeyin düşmanı milliyetsizlik sevdalıları Türk'e ait bütün unsurları yerle bir ediyorlar.
    sağolun Bedrettin Hocam.
    Selam ve dua ile.

    Cevap Yaz
  • Duygu Bedir
    Duygu Bedir

    Kitap toprak kadar, hava kadar, su kadar insana gereklidir evet. Beyinler nasıl gelişecek yoksa. Yazınıza aynen katılıyorum. Ne yazık ki siyaset, içinde Devlet yazan bütün kuruluşları küreselleşme gereği kapatma ya da ayırma eğiliminde. Duyarlı insanlarımızı görmek mutluluk verici. Sevgiler

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Bedrettin Keleştimur