Farz, Peygamber sünneti, Milletime çok şirin,
Bu ne sevda Allah'ım (cc) , sankî Ferhat ve Şirin.
Asla vazgeçilemez, Çanakkale geçil'mez,
Dağ taş düşman gelsede, Çanakkale geçilmez.
Eli ayağı tutan, kaptı koştu çekic'i,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Cinas sanatının taölandırdığı, ustalıkla yazılmış, sanat ve edebi değeri yüksek Muhteşem bir şiir olmuş.
Sevgili kardeşim, Değerli kalem Sayın : Ahmet Yazıcıoğlu
Gönülden gelen duyguların mısralara duygulu ve etkili bir şekilde aktarılması ile beğenerek ve saygı duyarak okuduğum Çok Güzel Bir şiir olmuş.
Tekidağ'dan gönderdiğim ilk tam puan ile Şiirdeki ustalığınızı selamlıyorum..
Şiir ve hayat yolunuzun açık ve engelsiz olmasını diliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Kardeşimin sayfasına Sevgi ve saygı ve başarı dileklerimi getirdim. Lütfen kabul buyurunuz.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
''bu şiir bana üstad MEHMET AKİFİN TARZINI ANIMSATTI ..USTAZ-CA KALEME ALINMIŞ BİR ŞİİR..KUTLARIM..SELAM VE DUA İLE..''
şiirden öte başlı başına bir eser olmuş çalışmanız döndüm,döndüm tekrar okudum hocam yürekten kutlarım sizi...
tarihimizin şanlı sayfası...
ruhları şad olsun
Rahatlığı isteme,gelişmek olsun aşk'ın,
Hiçbir engelden yılma, olsa milyonu aşkın.
Bir abide dikilir, taş, özenle kes'ilir,
Dünya gıpta ederek, önünde taş kesilir...
...şehidlik erişilmesi güç bir durumdur herkese nasip olmaz saygılar sunuyorum...Mehmet Karlı
Çanakale zaferi gerçekten tarihlerde bir ayna gibi duruyor...Anlatmaya ne şiirler ne destanlar sığabildi..Sizde kendinize özgü güzel bir deyişle bunu sergileyebilmişsiniz, tbr ederim... yüreğinize sağlık
Türklere asırlardır bütün dünya milletlerinin gıpta ile bakmasının sebebi ...işte bu şiirde mevcut yüreğinize kaleminize sağlık.....saygı ve sevgilerimle.......
AHMET BEY KARDEŞİM YİNE GÜZEL BİR ŞİİRİNİ OKUDUM ECDADA YAKIŞIR ÖVGÜLERİNİZDEN DOLAYI SİZİ KUTLUYORUM GELECEK NESİLLERE AKTARIMI HEMDE ŞİİR OLARAK AKTARILAMASI ÇOK GÜZEL BİR DUYGU EVET ÇANAKKALE GEÇİLMEDİ GEÇİLEMEZDİ ÖLECEĞİNİ BİLE BİLE KURŞUNLARIN ÜZERİNE GİDECEK KİMLER OLABİLİR RUHLARI ŞAD OLSUN BU MİLLET BU VATAN BÖYLE İNANÇLI EVLATLARI ECDADLARI OLDUĞU SÜRECE KİMSE YIKAMAZ ŞÜKÜRLER OLSUN SELAMLAR
destanı yazdırtanları saygı ile anarken yüreğinizi ve de kaleminizi kutluyorum
Bugün sıcak evlerimizde huzurlu oturabiliyorsak Sarıkamış ve Çanakkalede şehit olan bu ülke evlatlarına borçluyuz onlardan dualarımızı hiç eksik etmememiz gerekir.Tebrik ederim. paylaşımlarınızın devamını dilerim Ahmet Bey...ALAŞARA IŞIK.
Bu şiir ile ilgili 23 tane yorum bulunmakta