Yoksa doğmadan mı bebekler ağlayacak
Ya da ötmeden mi bülbüller susacak
İşte öyle bir şey senden ayrılmak
Çekilmişti tüm dalgalar
Yıkılmıştı Eyfel Taç Mahal
Yenilmiştiler artık tek heceli bir sözcüğe-aşk-
Öncelere götürdüm düşümü
Nacizane bedeninde bir damla ter olmak istemiştim
Gökyüzünden yağmur olup düşüyordum üstüne
Ben bir yaklaştıkça sen bin uzak oluyordun
Her mevsimde ayrı bir newrozdun
Sonu olmayan bir bayram
Ve iklimin yozlaşmayan bitki örtüsü
Bak kendine tüm cihan aynadır sana
Ceylanın nazlı ve ürkek yavrusu
Korkuyorum havamı suyumu ekmeğimi kaybetmekten
Toprağımdan sökülüp mülteci olmaktan
Gel gör beni yatağını şaşırmış bir ırmağım
Bir fırtına sürüklüyor içimde
Durmadan büyüyen dert çığını
Bilmem bu halimden anlar mısın
Zehrini şekere bandırıp Mecnununa veren
Uzay çağında taş devrini yaşatan kadın
Bırak ne olur bahçeler çitlenmesin
Alsın başını yeşil
Kavuşsun maviye
Tam da karayla kesiştiği yerde
Of anlatamıyorum of
Yasalarda yok yerin
Nesirde karakter
Nazımda hiçbir imge tarif edemiyor seni
Takatim tükenmek üzere
Duyarsın artık uzaktan sessiz bir mesele
Ben sevdanın şehidiyim
Hastetindir bana sekerat
Tek ve son arzumdur senden
Gözlerin kabrim olsun
Bakışlarınla baki et beni
Kayıt Tarihi : 24.2.2013 13:34:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Abdullah Özmen](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/02/24/miladi-ahir.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!