Bir gün öyle bir gün böyle; gün geçiyor aceleyle,
Gecenin ağında gün, parçalayıp şikarını,
Avlanıyor iştahla...
Sürüler gelip geçiyor,sürüler akıyor nehir boyunca,
Kimi geçiyorken nehri,boğulup sularda boylu boyunca,
Buluşuyor,suyla...
Doğudan doğsa da her gün güneş,kızıl bir renk alıyor,
Batıya yaklaştıkça...
Gönlü kırık sevdalar,çağın vebası gibi bulaşıcı ve salgın,
Kucaklaşıp sularla,sandallar dargın, sanki bir acaip uykuda..
Bütün o ölü akisler,o an canlanıp suda,
Diziliyor balıklar,sırasını bekler gibi kapıda...
İpek ipek yelkenli,nazlı nazlı yakomazlarla kurda;
Duyulup kimbilir kaç mil uzakta ki,istiridyelerin,
Nefesleri, inci mercan, ve köpek balıklarının.
Kıpır kıpırken bu alem,kim kime eder secde...
Salım salınan, o hangi kuş ki zümrüdü anka mı?
Rengarenk kanat, kanat seyrediyor kainatı göklerde...
O ki, dilinden anlardı kuşların sormalı sultan süleymana
Romantizme bulaşmış sülün,
Kanıyor ılgın ılgın yüreği solan her gülün,
Tavus uyarıyor o tiz sesiyle, tüm kayıp dünyalardan..
Bir iniltiyle soluyor, hayatı rüyalardan,
Bir ses ki, neyi müjdeliyor,o gün yakın diyerek...
22-Ocak-2009-Ankara
Yüksel Nimet ApelKayıt Tarihi : 22.1.2009 12:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!